Anadolu Efsaneleri; “Dikmetaş”


Anadolu Efsaneleri; “Dikmetaş”

Güzel yurdumuzun pek çok yerinde belirli şekle sahip taşlar vardır. Bunların her birinin kendisine has bir hikayesi vardır. Aralarında gözle görülür bir benzerlik olsa bile hepsinin hikayesi bizim için ayrı bir değer taşır. Bu şekillerin tesirinde kalırız zaman zaman, ister istemez bazı taş kümelerini bir şeye benzetmeye çalışırız. İçlerinden sivri bir kayayı, insana benzeyen başka birini, tatlı bir hikayenin ruh okşayıcı havası içinde başka bir âlemden gelmiş gibi seyrederiz.

Bunlardan biri de Bayburt – Çaykara yolu üzerindedir. Bayburt’tan birkaç kilometre ötede ve Alıçlık (Kestesi) köyüne ayrılan yolun karşısında, köylülerin Dikmetaş adını verdikleri bir taş yığını vardır. Bu yığın, Çoruh nehrinin ötesinde ve Buğdaylı (Danzut) köyünün yolunun ağzındadır. Anayoldan geçenler bu taş yığınını birkaç yüz metre uzaktan görürler. Bu taş yığınının bulunduğu yere Düzükâr Mevkii denilir.

Halk arasında bu taşlar için şöyle bir hikaye anlatılır. Vaktiyle Dikmetaş (Hayık) köyünde zengin bir ermeni yaşarmış. Bunun geniş tarlaları ve bol bol hayvan yemi varmış. Bu zengin ermeni otları, samanları çevrenin hayvan besicilerine satarmış.

Bir yıl kış mevsimi çok ağır geçer. Besicilerin hayvanlara yedirecek yemleri kalmaz. Bu yem kıtlığından pek çok köylünün malları kırılır. Otun bir demetine değer biçilemez olur. Otu kalmayan müslüman köylülerden biri ermeniye gider, hayvanları için bir miktar ot ister. Ermeninin niyeti kötüdür.

Kendisinden ot istemeye gelen köylünün çok güzel bir kızı olduğunu bilir. Kızın babasına bir şartla ot vermeyi kabul eder. Eğer köylü, güzelliği dillere destan olan kızını bu ermeniye verirse o da karşılığında ot verecektir.

Baba, istemeye istemeye, sıkıla sıkıla durumu kızına açar. Kızı bu evliliğe hayır derse de kardeşlerinin, ana ve babasının aç kalmaması için kabul eder. Çok mutekit bir kız olan müstakbel gelin günlerce Allah’a yalvarır, dua eder. Düğün günü yaklaştıkça müslüman kızın duaları sıklaşır. Bu arada ermeninin babasına vereceği otların taş kesilmesi için de dua eder. Bir gece sabaha karşı Allah’a şöyle yalvarmağa başlar:

Estir kaba yel estir

Bugün dağlara destur

Gavurun yığınını

Sabahınan taş kestir

Müslüman kızının duası Allah indinde kabul olunur ve o gece ermeninin bütün otları yığınlar halinde taş kesilir. Bunlardan bir tanesi bugün açık olarak, yığının bağ yerleri belirti bir şekilde görülmektedir.

Diğer yandan ertesi sabah güney rüzgârı esmeye başlar ve bütün karları kısa zamanda eritir. Bir müddet sonra da her tarafta otlar bitmeye, tabiat yeniden canlanmaya başlar.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir