Hikaye Arşivi

Hikaye Arşivi


Korku Hikayesi “Kötülüğün Doğuşu”

Korku Hikayesi “Kötülüğün Doğuşu” 1. Bölüm Hayatta beni en çok mutlu eden şey, günün sonunda eve gittiğimde emekleyerek paçalarıma tutunan ve ağzından anlamsız kelimeler dökülen bir yaşındaki biricik oğlumu kucaklayarak bağrıma basmaktır. Korunmaya muhtaç o masum varlık hayatımdaki her şeydir. Köyün dışarısında olan bahçe evimizi yaklaşık 500 metre uzunluğunda, etrafı […]


Hikaye Oku: “Bu Yollar Uzar” Hikayesi

Hikaye Oku: “Bu Yollar Uzar” Hikayesi Postacı Hayri; 26 yaşında bir delikanlı. Belediye kâtibine bir kağıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rasgeldi. Çırak onu görünce durdu: Hayri’ye: — Kuzu ciğer istemişsin, dedi, usta ayırdı. Eve götürdüm, kimse yoktu. İstersen şimdi al, istersen dükkândadır, eve giderken alırsın! Okunma Sayısı: 28


Duygulu Bir Hikaye “Isıtmak İçin”

Duygulu Bir Hikaye “Isıtmak İçin” Konya’da Küllükbaşı dedikleri bir çöplüğün civarında, bir Ermeni kadının evinde oturuyordum. -Mobilyalı- ismi altında kiraya verilen odamda eşya namına bir siyah demir karyola, bir eski ve çekmeceli masa, iki de portatif demir iskemle vardı. Kış adamakıllı başlayınca küçük bir sac soba bunlara katıldı. Ev sahibim elli beşlik, ufak tefek, daima siyah […]


Hikaye “Kaplumbağalar Timsah  Yiyordu”

Hikaye “Kaplumbağalar Timsah  Yiyordu” I. Orhan, sıradanlığın her şeyi kendine dönüştürme gücünün farkındaydı ve bunu seviyordu. Herkesten gizlediği bir alışkanlığı vardı lakin Orhan’ın. Kitap sayfalarını yeme alışkanlığıydı bu. En çok da dayısından kalma eski sararmış dergi yapraklarını iştahla yemeyi severdi. Hikaye  İlkokul birinci sınıftayken (doğduğu yerde ana sınıfı yoktu ve […]


Hikaye “Bıldırcın” 

Hikaye “Bıldırcın”  Şimdi size anlatacağım olay başımdan geçtiği zaman on ya­şında kadar vardım. Olay yazın geçmişti. O zaman Rusya’nın güneyinde bir çift­likte oturuyorduk. Çiftliğin çevresinde birkaç fersah ötelere ka­dar bozkırlar uzayıp gidiyordu. Yakınlarda ne bir orman, ne de bir dere vardı. Pek derin olmayan, fundalıklarla kaplı sel yatak­ları, dümdüz bozkırı […]


Anadolu Masalları “HÜSNÜ YUSUF”

Anadolu Masalları “HÜSNÜ YUSUF” Anadolu Masalları: Bir varmış bir yokmuş, bir padişahın bir tek kızı varmış. Bu kız her gün has bahçenin içinden akan bir derenin kıyısına oturur serinlermiş. Günlerden bir gün yine bu derenin kıyısında serinlerken, kolundaki bileziğini çıkarıp bir taşın üstüne koymuş, derede ellerini yıkarken kırk bir tane […]


Anadolu Masalları “GÖZ AÇAN BABANIN KIZI” 1 yorum

Anadolu Masalları “GÖZ AÇAN BABANIN KIZI” Anadolu Masalları, Çok eski yıllarda Bağdat’tan göç etmiş bir bey varmış. Şehir şehir dolaşırmış. Macera meraklısı, kahraman, nükteci ve zekâ oyunları yapmaktan hoşlanırmış. Gel zaman git zaman Türkiye’ye yerleşmiş. Aşiret kurmuş, boylar yetiştirmiş, nesiller üretmiş. Ege kıyılarında yıllarca hüküm sürmüş. Bu beyin torunlarından Ali […]


Anadolu Masalları “FELEK”

Anadolu Masalları “FELEK” Anadolu Masalları: Vaktiyle zengin bir ağa ve bir de ailesi varmış. Ağa, hizmetkâr tutup çalıştırırmış. Herkesin hayran olduğu yaşantıya sahipmiş. Yıllar sonra zenginliğini kaybetmiş. Köy halkıüzerindeki nüfuzu da azalmış. Bir gün evinin ocak başında hanımıyla oturuyormuş. Yanlarına hizmetçileri gelmiş oturmuş. Ağa içini çekerek: “Ah Felek,” demiş. Hizmetçi hemen […]


Halk Hikayeleri: “FATMACIK İLE YUSUFÇUK”

Halk Hikayeleri: “FATMACIK İLE YUSUFÇUK” Halk Hikayeleri: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Vay neler varmış vay neler varmış. Develer tellallık yapar, pireler davul çalarmış. Cinler cirit oynar, periler şarkı söylermiş. Sonra efendime söyleyeyim. Allah’ın kulu çokmuş. Nar gibi kızaran, […]


Halk Hikayeleri; “DÜRÜMCEKLİ KADIN MASALI”

Halk Hikayeleri; “DÜRÜMCEKLİ KADIN MASALI”  Halk Hikayeleri; Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Kara Böcü (böcek) varmış. Bu böcü, aklına nerden esmişse esmiş, evlenmeye karar vermiş ve er aramaya çıkmış. Uzun süre gezmiş, dolaşmış, nihayet karşısına bir tilki çıkmış. Kara Böcü’nün yanına varmış ve sormuş: […]