Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/hikayelerimizden/public_html/wp-config.php:1) in /home/hikayelerimizden/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
çocuklar için hikaye arşivleri - Hikaye Oku https://hikayelerimizden.com/tag/cocuklar-icin-hikaye Hikaye Çeşitleri Wed, 17 May 2023 15:31:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://hikayelerimizden.sirv.com/WP_hikayelerimizden.com/2020/06/c/r/n/cropped-hikayelerimizden.png?w=32&h=32&scale.option=fill&cw=32&ch=32&cx=center&cy=center çocuklar için hikaye arşivleri - Hikaye Oku https://hikayelerimizden.com/tag/cocuklar-icin-hikaye 32 32 Kısa Çocuk Hikayeleri “Fatoş’un Bebeği” https://hikayelerimizden.com/cocuk-hikayeleri/kisa-cocuk-hikayeleri-fatosun-bebegi.html https://hikayelerimizden.com/cocuk-hikayeleri/kisa-cocuk-hikayeleri-fatosun-bebegi.html#respond Wed, 17 May 2023 15:31:55 +0000 https://hikayelerimizden.com/?p=9047 Kısa Çocuk Hikayeleri “Fatoş’un Bebeği” Fatoş, annesiyle birlikte alışverişe çıkmıştı. Oyuncak satan mağazanın yakınına geldiklerinde, Fatoş: “ Anneciğim, sınıfımı geçince bana alacağın oyuncak bebeği görmek istiyorum “ dedi. “ Onu ne kadar sevdiğimi bilemezsin, anneciğim. O çok şirin, çok tatlı bir bebek. O bebek mutlaka benim olmalı. Sınıfımı geçince o bebeği bana alacaksın, değil mi […]

The post Kısa Çocuk Hikayeleri “Fatoş’un Bebeği” appeared first on Hikaye Oku.

]]>
Kısa Çocuk Hikayeleri “Fatoş’un Bebeği”

Fatoş, annesiyle birlikte alışverişe çıkmıştı. Oyuncak satan mağazanın yakınına geldiklerinde, Fatoş:

“ Anneciğim, sınıfımı geçince bana alacağın oyuncak bebeği görmek istiyorum “ dedi. “ Onu ne kadar sevdiğimi bilemezsin, anneciğim. O çok şirin, çok tatlı bir bebek. O bebek mutlaka benim olmalı. Sınıfımı geçince o bebeği bana alacaksın, değil mi anneciğim?..”

Bunun üzerine annesi:

“ Tabii kızım.“ dedi.“ Sen yeter ki, sınıfını geç. Karneni aldığın gün, o bebeği sana alacağım.”

Biraz sonra Fatoşla annesi mağazanın vitrini önünde durdular. Fatoş, ilk anda vitrindeki bebeği gördü. İşte oradaydı, hep aynı yerde.‘ Nasılsın Ülkü? ‘diyerek bebeğin hatırını sormak ihtiyacını hissetti düşüncesinde. ‘ İyi misin Ülkü?..Merak etme güzel bebek, pek yakında birbirimize kavuşacağız. Ben, seni çok seviyorum ve inanıyorum ki, sen de, beni çok seveceksin. Bu nasıl olacak diye sorma bana güzel bebek., çünkü, ben sana her zaman iyi davranacağım, seninle güzel güzel konuşacağım, sana tatlı sözler söyleyeceğim, senin kalbini hiç kırmayacağım. ‘ Annesinin “ Fatoş..” demesiyle düşüncelerinden sıyrıldı, Fatoş. “ Haydi kızım, gidelim artık. Sonra geç kalacağız ama. “

Fatoş:

“ Tamam anneciğim, özür dilerim “ dedi. “ Bir an daldım!..” Daha sonra Fatoş, annesinin elinden tutarak, yürüdü.

Aradan günler geçti, ders yılı sonu geldi ve Fatoş karnesini alarak 3. sınıfa geçti. Aynı gün annesi Fatoş’u oyuncak satan mağazaya götürdü ve bebeği satın alarak kızına verdi. Fatoş, bu güzel armağan için annesine teşekkür etmeyi unutmadı. Fatoş, bir süre evde bebeğiyle oynadıktan sonra, sokağa çıktı. Fatoş’u gören Burcu, onun yanına gelerek, “ Fatoş, bu bebeği yeni mi aldınız? “ diye sordu.

Fatoş:

“ Evet Burcu..” dedi. “ Sınıfımı geçtiğim için, annem bana bu bebeği aldı. Ne kadar sevindim bilemezsin. Çok şirin bir bebek değil mi? Hem adını da ben koydum. Adı Ülkü…”

“ Adı da kendi gibi güzelmiş bebeğinin. “ dedi Burcu. “ Ülkü’ yü sevmeme izin verir misin? “

“Tabii olur Burcu, al sev Ülkü’ yü” dedi Fatoş ve bebeği arkadaşına verdi. Daha sonra Fatoş, sınıf arkadaşı olan Burcu’ ya, sınıfını geçti diye bir armağan alınıp alınmadığını sordu. Burcu da, nasıl bir armağan istemesi gerektiğine bir türlü karar veremediğini söyledi. Bunun üzerine Fatoş, Ülkü’yü satın aldıkları mağazanın vitrininde çok güzel bir bebeğin daha olduğunu, yarın annesiyle gidip o bebeği görebileceğini, eğer beğenirse, bebeği satın alabileceklerini ve birlikte evcilik oynayabileceklerini anlattı. Fatoş’un fikrini olumlu bulan Burcu, bu konuyu akşam yemeğinden sonra anne ve babasına açacağını söyledi.

Vakit gece yarısını geçeli biraz olmuştu ki, Fatoşun bebeği ayağa kalktı. Baktı Fatoş derin uykuda. Hemen odadan çıktı. Bu iş buraya kadardı. Daha fazla dayanamayacaktı. Ne güzel mağazanın vitrininde diğer bebekle sohbet ediyordu. Ya şimdi ne vardı? Konuşacak kim vardı? Yapayalnız, sessiz sessiz, bekle dur. Olacak şey miydi bu? Konuşmadan öylece beklemekten bıkmıştı. Doğruca mağazaya gidecek ve arkadaşına kavuşacaktı. Koridordan geçtikten sonra, sokak kapısını açtı. Kapıyı kapatıp yola çıktı. Issız ve yarı karanlık yolda hızlı adımlarla yürümeğe başladı. Ancak sabaha karşı mağazanın vitrini önüne gelen Fatoşun bebeği, arkadaşının yerinde yeller estiğini görünce, olduğu yere çöküverdi. Arkadaşı vitrinde yoktu, demek ki, satılmıştı, alan da kim bilir kimdi?

Fatoşun bebeği bir süre mağazanın vitrini önünde çaresizlik içinde kalakaldıktan sonra, toparlandı ve gerisin geriye dönerek, Fatoşların evine doğru yürümeğe başladı. Evin önüne geldiğinde, öğle üzeri olmuştu. Sokak kapısı kapalıydı. Kapının önündeki çöp bidonunun arkasına saklanıp, beklemeğe başladı. Aradan on beş-yirmi dakika geçmişti ki, karşıdaki evin sokak kapısı açıldı ve Burcu dışarı çıktı. Burcu’nun kucağındaki bebeği hemen tanıdı. Çok sevindi o anda. Vitrindeki arkadaşını, demek ki, Burcu almıştı. Burcu gelerek kapının zilini çaldı. Kapıyı Fatoş açtı. Fatoş’ la Burcu konuşurken, aralık kalan sokak kapısından içeri süzüldü. Fatoş’ un onu gece yatmadan önce bıraktığı koltuğun altına uzandı. Biraz sonra Burcu evine gidince, Fatoş odasına geldi, bir iki yere baktıktan sonra, bebeği koltuğun altında buldu. Bebeği kucağına alan Fatoş, mutfakta yemek hazırlamakta olan annesinin yanına koştu.

Meğer evlerinde akşam yemeği yendikten sonra, Burcu, anne ve babasına durumu anlatmış, onlar da, “ İstersen şimdi gidip bebeği alalım, hem de gezmiş oluruz. “ demişler ve vitrindeki diğer bebeği Burcu’ya alıvermişler. Öğle yemeğinden sonra Fatoş ile Burcu evcilik oynamaya başladılar. Fatoşun bebeği Ülkü ile Burcunun bebeği Arzu nihayet bir araya gelmişti. Topu topu bir gün ayrı kalmışlardı, fakat anlatacak o kadar çok şey vardı ki…

Şimdilik sadece bakışmakla yetineceklerdi, konuşmak için fırsat nasıl olsa bulurlardı.

hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, kısa çocuk hikayeleri, çocul hikayeleri, öykü, çocuk öyküleri, kısa çocuk öyküleri, masal, çocuk masalları, çocuklara masallar, hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, kısa çocuk hikayeleri, çocuk hikayeleri, öykü, çocuk öyküleri, kısa çocuk öyküleri, masal, çocuk masalları, çocuklara masallar, eğitici hikayeler, öğretici hikayeler, çocuklar için hikaye, eğitici hikayeler, öğretici hikayeler, çocuklar için hikaye, hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, kısa çocuk hikayeleri, çocuk hikayeleri, öykü, çocuk çocuklara masallar, eğitici hikayeler, öğretici hikayeler, çocuklar için hikaye, 

Kısa çocuk hikayeleri, çocul hikayeleri, öykü, çocuk öyküleri, kısa çocuk öyküleri, masal, çocuk masalları, çocuklara masallar, hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, kısa çocuk hikayeleri, çocuk hikayeleri, öykü, çocuk öyküleri, kısa çocuk öyküleri, masal, çocuk masalları, çocuklara masallar, eğitici hikayeler, öğretici hikayeler, çocuklar için hikaye, eğitici hikayeler, öğretici hikayeler, çocuklar için hikaye, hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, kısa çocuk hikayeleri, çocuk hikayeleri, öykü, çocuk çocuklara masallar, eğitici hikayeler, öğretici hikayeler, çocuklar için hikaye

The post Kısa Çocuk Hikayeleri “Fatoş’un Bebeği” appeared first on Hikaye Oku.

]]>
https://hikayelerimizden.com/cocuk-hikayeleri/kisa-cocuk-hikayeleri-fatosun-bebegi.html/feed 0
Eğitici Hikaye, Ders Veren Hikaye, “KÖPRÜ” https://hikayelerimizden.com/cocuk-hikayeleri/egitici-hikaye-ders-veren-hikaye-kopru.html https://hikayelerimizden.com/cocuk-hikayeleri/egitici-hikaye-ders-veren-hikaye-kopru.html#respond Mon, 07 Nov 2022 16:58:50 +0000 https://hikayelerimizden.com/?p=8667 Eğitici Hikaye, Ders Veren Hikaye, “KÖPRÜ” Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu. İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklasa kullandıkları […]

The post Eğitici Hikaye, Ders Veren Hikaye, “KÖPRÜ” appeared first on Hikaye Oku.

]]>
Eğitici Hikaye, Ders Veren Hikaye, “KÖPRÜ”

Bir zamanlar, birbirine bitişik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardeş vardı. Günlerden bir gün bu iki kardeş arasında bir anlaşmazlık baş gösterdi. İki kardeş arasında o zamana değin ilk kez görülen anlaşmazlık, giderek büyüdü ve kardeşler arasında ayrılığa neden oldu. İki kardeş, birbirlerine yalnızca küsmekle kalmadılar, yıllardır ortaklasa kullandıkları tarım makinelerine değin sahip oldukları tüm araç gereçlerini ve mal varlıklarını da ayırdılar. Küçük bir yanlış anlam sonucu başlayan anlaşmazlığı izleyen ayrılık, giderek büyüyen bir uçuruma dönüştü ve en sonunda yerini, karşılıklı kullanılan hoş olmayan sözlere bıraktı. Bunun arkasından da beklenenler oldu ve kardeşler arasında önce şiddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yaşanmaya başladı. Bir sabah, bu iki kardeşten büyüğünün kapısına bir usta geldi. Elinde büyük bir marangoz çantası vardı. Ev sahibinden geçici bir iş istedi: Eğitici hikaye, ders veren hikaye, 

– Yapılacak ufak tefek bir isiniz varsa, size yardımcı olmak isterim, dedi.

– Elimden hemen her iş gelir. Birkaç gün çalışırım, işi bitiririm. Büyük kardeşin aklına o an bir “iş” geldi.

– Evet, sana göre bir işim var` dedi ve küçük kardeşinin çiftliğini işaret etti. Eğitici hikaye, ders veren hikaye,

– Şu derenin karşısındaki çiftlik, komşumundur. Daha doğrusu, benim küçük kardeşime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek benim çiftliğimle onun çiftliği arasında bir otlak vardı. Sonra o, buldozeriyle oraya ırmak bendi yaptı ve şimdi aramızda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayıran bir dere var. İş isteyen adam, büyük kardeşin söylediklerini dikkatle dinledikten sonra sordu:

– Benden ne yapmamı istiyorsunuz? dedi. Büyük kardeş önce kuşkusunu, sonra da kararını açıkladı: İbretlik Hikaye

– Kardeşim bunu, bana acı vermek için yapmış olabilir,dedi. Fakat şimdi ben, onun yaptığından daha büyük bir şey yapacağım. Bunları söyledikten sonra adamı aldı, ahırların olduğu yere götürdü ve duvarın dibinde yığılı duran kütükleri gösterdi:

– Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasında üç metre yükseklikte bir çit yapmanı istiyorum, dedi.

– Kaç gün çalışırsan çalış, nasıl yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardeşimin çiftliğini artık görmek zorunda kalmasın. İş arayan usta, başını salladı:

– Sanırım durumu anladım, efendim, dedi.Şimdi bana çivilerin, kazma küreğin yerini gösterin ki hemen isime başlayayım. Büyük kardeş ustaya kazma, küreğin ve çivilerin olduğu yeri gösterdikten sonra, alışveriş yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek, çivileyerek sıkı bir biçimde çalışmaya koyuldu. Akşam güneş batarken o isini bitirmiş, çiftlik sahibi büyük kardeş ise alışverişini tamamlamış, kasabadan dönüyordu. Çiftliğe gelir gelmez ustanın yaptıklarına baktı ve şaşkınlıktan gözleri, yuvalarından fırlayacakmış gibi açıldı. Karsısında, yapılmasını istediği çit yoktu ama, derenin bir yakasından öteki yakasına uzanan görkemli bir köprü vardı. Biri kendi çiftliğinin toprağına, öteki küçük kardeşinin çiftliğinin toprağına oturtulmuş sağlam iki ayak üzerinde, yanlarındaki korkuluklarına varıncaya dek tüm ayrıntılarıyla yapılmış ve tam anlamıyla “usta işi” denilecek kusursuzlukta bir köprü uzanıyordu. Büyük kardeş, hâlâ geçmeyen şaşkınlığıyla bu köprüyü seyrederken, karşıdan birinin geldiğini gördü. Dikkatle baktığında gelen kişinin, komşusu, yani küçük kardeşi olduğunu anladı.Kardeşi, kollarını iki yana açmış olarak köprünün karşı ucundan kendisine doğru yürüyordu.

– Benim sana karşı yaptığım bunca haksızlığa ve söylediğim bunca kötü sözlere karşın sen, bu köprüyü yaptırarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan olduğunu gösterdin, dedi ağabeyine.

– Şimdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarını açarak bana gel… Köprünün iki ucundan ortaya doğru yürüyen kardeşler, köprünün ortasında bir araya geldiler ve özlemle kucaklaştılar. Büyük kardeş bir ara arkasına baktığında, çantasını toplayıp, oradan ayrılmakta olan ustayı gördü.

– Gitme, dur, bekle, diye seslendi ona.

– Sana yaptıracağım birkaç iş daha var, çiftliğimde…

Usta gülümsedi;

– Ben buradaki işimi tamamladım, gitmem gerek, dedi ve ekledi:

– Yapmam gereken daha çok köprü var. Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasın, Köprüleri kurduktan sonra da, yıkılmaması için sık sık bakımını yapın, yani sevdiklerinize zaman ayırın, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini ziyaret edin.”

5-6 yaş eğitici hikayeler6 yaş eğitici Hikayeler6 yaş eğitici hikayeler dinle6-7 yaş eğitici hikayelerçocuk hikayesiçocuk masallarıçocuk öyküleriçocuklar için eğitici hikayeçocuklar için hikayeçocuklar için kısa hikayeçocuklar için kısa hikayelerçocuklar için kısa masalders veren hikayeDüşündüren hikayelereğitici hikayeeğitici öykülerEğitici uyku masallarıEğitici uyku masalları dinlehikayehikaye okumaHikaye Okumakhikaye okuibretlik hikayeibretlik öykülerkısa çocuk hikayeleriKısa HikayeKısa Hikayelerkısa Zeka geliştirici masallar okuköprüÖykü, Eğitici hikaye, ders veren hikaye, ibretlik hikaye, hikaye, hikaye oku, hikaye okuma, hikaye okumak, çocuk hikayesi, çocuklar için eğitici hikaye, çocuklar için hikaye, kısa hikaye, çocuklar için kısa hikayeler, kısa hikaye, kısa hikayeler, kısa çocuk hikayeleri, çocuk masalları, kısa Zeka geliştirici masallar oku, 5-6 yaş eğitici hikayeler, 6 yaş eğitici Hikayeler Dinle, Eğitici Uyku Masalları, 6 yaş eğitici Hikayeler, Eğitici uyku masalları dinle, 6-7 yaş eğitici hikayeler, öykü, eğitici öyküler, düşündüren hikayeler, ibretlik öyküler, çocuk masalları, çocuk öyküleri, çocuklar için kısa masal, çocuklar için kısa hikaye, köprü, ibretlik hikayeler, ibretlik, secmehikayeler.com, degarado.com, hikayelerimizden.com, 

The post Eğitici Hikaye, Ders Veren Hikaye, “KÖPRÜ” appeared first on Hikaye Oku.

]]>
https://hikayelerimizden.com/cocuk-hikayeleri/egitici-hikaye-ders-veren-hikaye-kopru.html/feed 0
Eğitic Hikayeler: “İmparator” https://hikayelerimizden.com/bilgelik-hikayeleri/egitic-hikayeler-imparator.html https://hikayelerimizden.com/bilgelik-hikayeleri/egitic-hikayeler-imparator.html#respond Thu, 10 Sep 2020 11:23:27 +0000 https://hikayelerimizden.com/?p=7075 Eğitic Hikayeler: “İmparator” Uzak Doğu’da bir imparator artık yaşamının sonlarına yaklaşmış ve kendisine bir halef seçmek istemişti. Ancak çocuklarından birini yeni kral olarak seçmek yerine değişik bir yol uygulamaya karar verdi. Bir gün krallığındaki gençleri saraya çağırdı ve şöyle seslendi, “Benim için krallıktan çekilme ve yeni kralı seçme zamanıdır. Ben sizlerden birini kral olarak atamaya […]

The post Eğitic Hikayeler: “İmparator” appeared first on Hikaye Oku.

]]>
Eğitic Hikayeler: “İmparator”

Uzak Doğu’da bir imparator artık yaşamının sonlarına yaklaşmış ve kendisine bir halef seçmek istemişti. Ancak çocuklarından birini yeni kral olarak seçmek yerine değişik bir yol uygulamaya karar verdi.

Bir gün krallığındaki gençleri saraya çağırdı ve şöyle seslendi, “Benim için krallıktan çekilme ve yeni kralı seçme zamanıdır. Ben sizlerden birini kral olarak atamaya karar verdim.”

Kendi çocukları şoka girmişlerdi. İmparator devam etti, “Bugün hepinize birer tohum veriyorum. Bu tohumlar çok özel tohumlardır. Sizlerden bu tohumları ekmenizi, onları sulamanızı ve bir yıl sonra buraya gelerek neler yetiştirdiğinizi göstermenizi istiyorum.”

“Getireceğiniz bitkilere bakarak bundan sonraki kralı seçeceğim.”

O gün orada Ling adında bir çocuk bulunuyordu ve o da diğerleri gibi bir tohum aldı. Eve gitti ve heyecanla annesine tüm hikayeyi anlattı. Annesi ona bir saksı ve içinde toprak getirdi; birlikte tohumu toprağa ektiler ve dikkatlice suladılar.

Her gün gidip gelerek saksıyı suluyor ve tohumun büyüyüp büyümediğini kontrol ediyordu. Aradan 3 hafta geçmişti ki arkadaşları tohumlarının filizlendiğinden ve bitkilerinin büyümeye başladığından söz etmeye başladılar. Ling kendi tohumuna baktı, hiçbir filiz gözükmüyordu.

3 hafta, 4 hafta ve 5 hafta geçti. Hala hiçbir şey yoktu. Şimdiye kadar diğerlerinin bitkileri boy atmaya başlamıştı, ama Ling’in hiçbir şeyi yoktu. Ling kendisini başarısız hissetmeye başlamıştı. 6 ay geçti ve Ling’in saksısı hala boştu. Tohumunun ölümüne yol açtığını düşünüyordu. Tüm arkadaşlarının ağaçları ve büyük bitkileri varken onun elleri bomboş kalmıştı.

Buna rağmen Ling arkadaşlarına hiçbir şey söylemedi. Hala tohumunun büyümesini sabırla bekliyordu. En sonunda aradan bir yıl geçti ve krallıktaki tüm gençler ağaçlarını ve bitkilerini imparatora götürüyorlardı.

Ling annesine elinde boş bir saksı ile gitmek istemediğini söyledi, ama annesi ona dürüst olmasını öğütledi.

Bu fikir Ling’in hiç hoşuna gitmemişti, ama annesinin haklı olduğunu biliyordu. Elinde boş saksı ile saraya doğru yola çıktı.

Ling saraya vardığında diğer gençlerin yetiştirdikleri değişik bitkileri görünce şaşkına döndü.

Hepsi hem boy ve hem de görüntü açısından çok güzellerdi. Ling kendi boş saksısını yere koydu. Diğer gençler onunla alay ettiler. Ona acıyarak şöyle seslendiler, “Hey, iyi denemeymiş ama!”

İmparator oraya geldiğinde odayı dikkatlice gözden geçirdi ve diğer gençleri selamladı. Ling arkalara bir yere saklanmaya çalıştı. “Tanrım, ne büyük ağaçlar ve çiçekler getirmişsiniz böyle!” diye imparator seslendi. “Bugün içinizden biri yeni kral seçilecek.”

Birdenbire imparator odanın arkalarında saklanmış Ling’i ve önündeki boş saksıyı gördü. Yardımcılarına Ling’i ön tarafa getirmelerini söyledi. Ling korkudan titriyordu.

“İmparator benim başarısız olduğumu anladı, şimdi beni cezalandıracak.” diye düşündü.

Ling öne doğru getirtildiğinde imparator onun ismini sordu. “Benim adım Ling” diye cevapladı. Tüm gençler ona gülüyor ve alay ediyorlardı. İmparator herkese sessiz olmasını işaret etti.

Ling’e bir kere daha baktı ve orada toplanan kalabalığa seslendi, “Yeni kralınızı  selamlayın! Onun adı Ling.”

Ling kulaklarına inanamıyordu. Kendi tohumunu büyütememişti bile. Nasıl kral seçilebilirdi ki?

Bunun üzerine imparator şöyle açıkladı, “Bir yıl önce ben herkese bir tohum verdim. Hepinize onu alıp ekmesini, sulamasını ve bugün bana getirmesini söyledim.

Ama aslında hepinize suda kaynatılmış ölü tohumlar vermiştim. Ling hariç hepiniz bana çiçekler ve ağaçlar getirdiniz. Size verilen tohumun filizlenmediğini fark ettiğinizde onun yerine başka bir tohum ektiniz.

Aranızda bana kendisine benim ona verdiğim tohumu geri getirme cesaretini ve dürüstlüğünü gösteren bir tek Ling oldu. Bu yüzden, yeni kral olarak seçilen de o oldu.”

Bugün ne ektiğinize dikkat edin, yarın ne ekin elde edeceğiniz ona bağlıdır.

The post Eğitic Hikayeler: “İmparator” appeared first on Hikaye Oku.

]]>
https://hikayelerimizden.com/bilgelik-hikayeleri/egitic-hikayeler-imparator.html/feed 0