Hikaye ve Roman Özetleri: Biz İnsanlar


Hikaye ve Roman Özetleri: Biz İnsanlar

Kitabın Adı: Biz İnsanlar

Kitabın Yazarı: Peyami Safa

Basım Yılı: 1987

Yayın Evi: Ötüken

Kitabın Konusu

Aşık Olan Bir İnsanın Düşünme Kabiliyetini Nasıl Kaybettiğini ve gerçekleri görememesi.

Kitabın Özeti

Kurtuluş Savaşı zamanında zengin halktan bazıları kendi çıkarları için işgalci devletler  ile  yakınlaşma içerisine girer. Orhan o dönemde yatılı okulda öğretmenlik yapmaktadır. Talebelerinden Tahsin, sınıf arkadaşı Cemil’in  kaşını taş atarak patlatır. Orhan, Cemil’in tedavisini yaptırıp annesinin yanına götürür. Tahsin’in Cemil’e taş atmasının nedeni ‘Eşşek Türk’ diye hitap etmesidir. Orhan köşkte Cemil’in ablası Vedıa’yı görür. İlk bakışta bir şey yok zanneder fakat aşık olmuştur. Orhan Tahsin olayından sonra okuldan istifa eder. Çünkü Orhan’a göre Cemil’in bilmeyerek bütün Türk halkına hakaret ettiğini düşünür. Artık Orhan’ı açlık ve yoksulluğun hüküm sürdüğü günler beklemektedir. Kar fırtınasının olduğu bir akşam Orhan yatağında soğuktan yatamaz. En yakın caddeye çıkıp son parasıyla sıcak bir çay içmek ister, gittiğinde kahvehane kapalıdır ve olduğu yere düşer. Kahvecinin erken gelmesiyle hayatı kurtulur ve öğretmenken en iyi anlaştığı Necati’nin evine gider. Necat’i Orhan’a bir arkadaşının çevirmen aradığını söyler. Artık Orhan’ında parası vardır. Eski anılar canlanır ve vedia tekrar aklına gelir. Onu unutamaz ama vedia ile evlenmek isteyen  birçok kişi vardır. Bunlardan subay olan Ahmet’i gördüğünde başına gelecekleri anlar ama aşkı daha üstün gelir ve olacakları umursamaz. Tahsin’in babası bu arada hapishaneden çıkar. Hapishaneye girmesinin nedeni Vedia’nın annesidir. Vedia herkese aşıktır ve bu Orhan’ı korkutur. Vedia ile bir an önce evlenmek ister. Vedia buna yanaşmamaktadır. Vedia’nın annesi köylüler tarafından sevilmez çünkü evine Fransız bayrağı asmıştır. Ahmet Vedia’dan uzaklaşmak için cepheye gider ve orada ölür. Orhan Vedia ile buluşacağı bir gün Vedia’nın hastahanede olduğunu öğrenir ve koşarak hastahaneye gider. Vedia şuursuzca yatmaktadır. Orhan günlerce hastahanede onun yanında kalır. Çok halsiz düşmüştür. Doktorların tüm ısrarlarına rağmen dinlenmeyi kabul etmez. Vedia eskisinden iyidir ama hala şuuru yerine gelmemiştir. İçerinin havasından sıkılan Orhan dışarıya çıkmak için ayağa kalkar ama sendeler, çok bunalır. Ayağa kalkmak için tekrar hareket eder. Duvarlardan tutunarak koridoro çıkar. Ama gözleri hiçbir şey görmez. Merdivenlerden inerken dengesini kaybeder ve düşünmek istemediğini ölümü Vedia’nın aşkından olur. Vedia ertesi sabah iyileşir ama Ahmet’in ölümüne neden olduğu gibi Orhan’ıda bilinmezliklerin içine atarak ölümüne neden olur. Ama vedia hala yaşamaktadır.

Kitabın Ana Fikri:

Bir şeyi ne kadar çok istersek isteyelim sağ duyumuzu, mantığımızı asla kaybetmemeli, her zaman gerçekler doğrultusunda ve arkadaşlarımızın önerilerine kulak vererek karar vermeli, duygusal davranmamalıyız.

Kitap Hakkında Şahsi Görüşler:

Kitapta yabancı cümlelerin çok fazla kullanılmış olması kitabın akıcılığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kitap bildiğimiz aşk kurgusu  üzerine yazılmasına rağmen zaman olarak Kurtuluş Savaşı yıllarının seçilmesi okuyucunun ilgisini çekmektedir. Olayların fazla ve karmaşık olması okuyucunun isteğini kırmaktadır. Aşk romanlarından hoşlanıyorsanız okumanızı tavsiye ederim.

Kitaptaki Kişilerin ve Olayların İncelenmesi:

Orhan, öğretmendir. Farklı görüşleri yüzünden evden genç yaşta ayrılmıştır. Arkadaşları tarafından sevilir ama biraz dik kafalıdır. Yakışıklı ve laf yapmasını bilen birisidir. Vedia’yı sever. Aşırı duygusal bir kişiliğe sahiptir.

Vedia, her gördüğüne aşık olan birisidir. Duygusal yönden gelişmemiştir. Civardaki en güzel kızdır. Fiziksel  olarak narin bir yapıya sahiptir. Arkadaşları tarafından sevilir. Orhan’la birlikte birçok kişiye aşıktır.

Ahmet, kendisi subaydır. Vedia’ya ilk gördüğünden beri aşıktır. Biraz fazla duygusal olduğundan gerçekleri göremez. Yakışıklı ve sakin bir kişiliğe sahiptir, çevresinde sevilir.

Tahsin, yatılı okulun en sessiz öğrencisidir. Babası hapishanede ve annesi ölmüştür. Zekidir ama fazla konuşmaz. Yerli halk tarafından çok sevilir. Duygusal açıdan çok zararlar görmüştür ama belli etmez.

Cemil, Vedia’nın kardeşidir. Batı kültürü altında yetişmektedir. Kendini beğenmiş olduğundan pek sevilmez. Burnu havadadır. Zekidir ama arkadaşlarını hor gördüğünden yalnızdır. Tek dostu onu yetiştiren dadısıdır.

Necati öğretmendir. Her alanda bilgisi vardır. Arkadaşları arasında sevilir. Orhan’ın en iyi dostudur. Gerçeklere göre karar verir. Yardım severdir. Milliyetçi  bir yapıya sahiptir.

Vedia’nın annesi, batı hayranıdır. Yerli halk tarafından sevilmez. Çocuklarını batılı gibi yetiştirmek istemektedir. Kocasını kaybetmiştir. Her gece istila kuvvetlerine parti verir. Zeki ve kinci bir kişiliğe sahiptir. Halkı umursamaz ve onları küçük görür.

Yazar Hakkında Kısa Bilgi

Peyami Safa

(1899- 15 Haziran 1961): Yazar. İstanbul’da doğdu. Meşhur Şair İsmail Safa’nın oğludur. Düzenli bir öğrenim göremedi. Kendi kendisini yetiştirdi. 13 yaşında hayata atıldı. Posta telgraf nezaretinde çalıştı. Öğretmenlik (1914-1918), gazetecilik (1918-1961) yaptı. Hayatını yazıları ile kazandı. İstanbul’da öldü.

Romanları

Gençliğimiz (1922), Şimşek (1923), Sözde Kızlar (1923), Mahşer (1924), Bir Akşamdı (1924), Süngülerin Gölgesinde (1924), Bir Genç Kız Kalbinin Cürmü (1925), Canan (1925), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1930), Fatih-Harbiye (1931), Atilla (1931), Bir Tereddüdün Romanı (1933), Matmazel Noralya’nın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951), Biz insanlar (1959).

Hikayeleri

Hikayeler (Halil Açıkgöz Derledi, 1980).

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir