Halk Hikayeleri

https://hikayelerimizden.com/ sitemizin Halk Hikayeleri kategorisinde güzel ülkemizin, her yöresinden halkımızın dilden dile anlatılagelen hikayeleri yer almaktadır.

Özellikle Anadolu da efsaneler ve hikayeler halk arasında çok hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Bu bölümde yöreselleşmiş yani köy, kasaba ve şehirlerde yaşayan halka mal edilmiş hikayeler daha çok olmakla birlikte zaman zaman ülke halkına mal edilmiş hikayelere de yer verilmiştir.

Halk hikayelerinde çoğunlukla kahramanlık hikayelerini görmekteyiz. Ancak zaman zaman korku, başarı, aşk, başarı ve dini hikayelere de rastlayabilmekteyiz.


Halk Hikayeleri; “DÖRT ÖĞÜT”

Halk Hikayeleri; “DÖRT ÖĞÜT” Halk Hikayeleri: Bir varmış, bir yokmuş. Vaktin birliğinde, yohsul bir adam varmış. Gün olmuş evlenmek istemiş. Güzel bir gız almış. Evini geçindirecek parası yohmuş. Gurbete çıhmış. Güney illerine gitmiş. Bir ırgat gapısına durmuş. Günlüğüm gaça dememiş, heç sormamış, tam yirmi yıl çalışmış. Nihayet ayrılmaya garar vermiş. […]


 “Derviş” Hikayesi

 “Derviş” Hikayesi “Derviş” Hikayesi; Evveli bir varmış bir yokmuş bir derviş ile bir kocakarı varmış. Derviş her gün kocakarının evine gelir: “Koca nine! Herkes eder, kendi kendine eder, yine kendi kendine eder” der dururmuş. Kocakarı bu dervişten bıkmış usanmış. “Usandım şu dervişten! Bir kurtulsam!.” dermiş. Günlerden bir gün bir katmer yapmış. […]


Ferhat ile Şirin Hikayesi

Ferhat ile Şirin Hikayesi Asıl adı “Hüsrev ile Şirin”olan bu hikaye, Ali Şir Nevai, Lemii gibi şairlerin olayın üçüncü kişisi olan Ferhat’ı ön plana çıkararak “Ferhat ile Şirin” adlı mesneviler yazmaları sonucu Anadolu da bu adla tanınmıştır. Okunma Sayısı: 696


Bir Yudum Hikaye; “Ölümle Randevu”

Bir Yudum Hikaye; “Ölümle Randevu” Hikaye Okumak: Halife Bağdat’taki sarayının balkonunda otururken, baş vezirinin büyük bir heyecanla koşarak gelmekte olduğunu görmüş. Bu heyecanın nedenini merak etmiş ve gelir gelmez yanına alınmasını istemiş. Başvezir gelir gelmez Halifenin ellerine sarılmış ve ağlamaklı bir sesle yalvarmaya başlamış: “Ne olur Halifem bana izin verin, hemen buradan […]


Halk Masalları, Köpekle Tilki

Halk Masalları, Köpekle Tilki Masal Oku: Bir varmış bir yokmuş, bir köpekle horoz varmış. Bunlar bir gün yolculuk sırasında kendi aralarında konuşmaya başlamışlar. “Biz niçin insanoğluna boyun eğiyoruz, biz de gidip bir dağ başına yerleşelim. Orada nüfusumuz artsın, hür bir şekilde yaşayalım.” demişler. Daha sonra da dağa çıkmışlar. Akşam olunca bunlar yatacak yer […]


Halk Masalları, Kırk Kelleli Yılan

Halk Masalları, Kırk Kelleli Yılan Masal Oku: Bir varmış, bir yokmuş, eski zamanlarda ormanda iki yılan yaşarmış. O yılanlardan birinin kırk kellesiyle bir kuyruğu, diğerinin ise kırk kuyruğu ile bir kellesi varmış. Günlerin birinde ormanda yangın çıkınca yılanları da yanma korkusu sarmış. Bir kelleli kırk kuyruklu yılan yangından kaçmaya başlamış, kaçarken […]


Halk Masallarından; “Yılanla Tilki”

Halk Masallarından; “Yılanla Tilki” Masal Oku: Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir avcı, yolda giderken ağzı kapalı bir kutuya rastlamış. Kutunun ağzını açınca, bir de ne görsün! Kocaman bir yılan kendisine bakıyor, adama: “Arkadaş, benim kutumu niye açtın? Beni rahatsız ettin ben de seni sokacağım.”demiş. Adam: “Aman yılan kardeş, kutunun […]


Genç Kız İle Hünkar

Genç Kız İle Hünkar Masal Oku: Bir zamanlar Edirne’nin Setbaşı semtinde yaşayan genç bir kız varmış. Bir gezi sırasında dönemin yeni ve genç hünkârını görmüş ve içine bir sevdâ koru düşmüş. Ama bu sırrını kimselere açamamış. Sevdâsını içine gömmüş. Ancak bir süre sonra, hünkârın gidişi, genç kızı huzursuz etmeye başlamış. […]


Dualı Çamlar

Dualı Çamlar Hikaye Oku: Anlatılanlara göre, Selçuklu sultanlarından biri, bir seher vakti, alaca karanlıkta tek başına sarayından çıkmış. Ne sebeple yola çıktığı bilinmeyen sultan, atını ovalara doğru sürmüş. Dereler, tepeler aşmış. Derken gün iyice ağarmış, güneş tepeye çıkmış, ortalığı kasıp kavurmaya başlamış. Sultan, günün kızgın sıcağında bir hayli yol almış. […]


Kılıççı Baba

Kılıççı Baba Hikaye Oku: Dönemin pâdişahı, şehzâdeliği sırasında babasının armağan ettiği kılıcını düşürmüş ve kılıç kabzasından ayrılmış. Buna çok üzülen padişah, tüm yöreye haber salmış. Kılıcını eski biçimine getirene ne dilerse vereceğini duyurmuş. Ancak padişahın sertliği, kılı kırk yarması pek çok ustayı ürkütmüş. Bir bahane bulur da, gazabına geliriz diye, […]