Eski Elbise Giyen Padişah


Eski Elbise Giyen Padişah

Bir padişah, iki yüzü de astar olan bir kaftan giyerdi. Bunu gören biri padişaha:

Ey adaletli padişah! Niçin kendine Çin ipeklisinden bir kaftan diktirmiyorsun? diye sordu.

Padişah, o adama dedi ki:

– Bu kadarcık elbise avret yerlerini örtmek ve bedeni korumak için yeterlidir. Senin Çin ipeklisi dediğin süsten başka bir şey değildir. Süs de kadınlara layıktır, erkeğe değil. Ben halkımdan kendimi, tacımı ve tahtımı süslemek için vergi almıyorum. Kadınlar gibi kendimi süsleme derdine düşersem. yiğitlik gösterip düşmanlarla nasıl savaşabilirim? Askerlerime vereceğim ganimeti kendim için harcamam düşmanlarla tek başıma nasıl başa çıkarım? Evet, benim de türlü türlü heveslerim, herkes gibi hayallerim var. Tahtımı ve saltanatımı süslemeyi ben de isterim elbet. Ne var ki devlet hazinesi yalnızca bana ait değil ki! O hazine en fazla, sınırları koruyan, halkın güvenliğini sağlayan askerlerin hakkıdır. Devlet hazinesi asker için doludur, padişahlar kendilerini süslesin diye değil!

Padişahından razı olmayan bir asker, ülkesinin sınırlarını korumaz.

Düşman köylünün eşeğini yağmaladıktan sonra, padişaha köylünün onda bir vergisini dahi nasıl alabilir? Düşman halkın malını yağmalıyorsa o saltanatın hali nice olur?

Halk ağaç gibidir. Eğer terbiye edersen ondan gönlünce meyve yersin. Ondan faydalanmak istiyorsan bu ağacı kökünden koparmamalı; dalından ayırmamalısın.

Kendisine baglı olanlara eziyet etmeyen insan; bahtının faydasını görür.

Bostân’dan Seçmeler – Hazırlayan – Ozan Yılmaz.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir