Zalim Kâhya


Zalim Kâhya

Bir zamanlar, zulmüyle nam salmış bir kâhya yaşardı. Etrafındakiler onun eziyetlerinden bıkmıştı. Kimseye acımazdı, nerede bir zavallı görse hemen ezmeye çalışırdı.

Günün birinde zalim kâhya bir kuyuya düştü. Ne yaptıysa kuyudan çıkması mümkün olmadı. Çaresiz, imdat istemeye başladı. Büyük bir korkuyla sağına soluna saldırıyor:

Kimse yok mu? Ne olur kurtarın beni! diye bağırıyordu.

O sırada kuyunun yanından geçen birisi kâhyanm sesini duydu. Kâhyayı görür görmez eline bir taş alıp onun kafasını yardı ve dedi ki:

– Ey zalim! Nasılmış? Bu zamana dek kime yardım ettin de şimdi yardım isteme yüzsüzlüğünde bulunuyorsun. Etrafına hep kötülük tohumları saçtın, iyiliğin namını kuruttun. O iyiliğin bir gün sana da gerekeceğini hiç düşünmedin mi? Hep başkalarının kuyusunu kazıyordun, şimdi kazdığın kuyuya kendin düştün.

İyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapanın iyilik beklemesi saçmadır. Zakkum ağacını canu gönülden de beslesen ondan meyve alamazsın.

Bostân’dan Seçmeler – Hazırlayan Ozan Yılmaz

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir