Hikaye ve Roman Özetleri: “Sodom ve Gomore”


Hikaye ve Roman Özetleri: “Sodom ve Gomore”

Kitabın Adı: Sodom ve Gomore

Kitabın Yazarı: Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Basım Yılı:1984

Yayın Evi: İletişim yayınları

Kitabın Konusu

Kitapta İstanbul’un işgali ve İstanbul halkının işgale karşı tutumu anlatılıyor.

Kitabın Özeti

Birinci Dünya Savaşı yeni sona ermiştir. Osmanlı İmparatorluğu da bu felaketten payını almış ve ülkenin heryeri kargaşa içindedir. 1921’lerin İstanbul’u, İngilizler şehri şigal etmiş ve saray buna sesiz kalmıştır. İstanbul, Anadolu’dan kopuk ayrı bir dünya gibidir. Tıpkı Sodom ve Gomore gibi. Tanrının lanetlediği şehirlerden ikisidir. İstanbul kızları İngiliz subaylarıyla beraber olmaktan gayet mutludurlar. Leyla’da bunlardan biridir. Bu nazik kızlarımız Kuvayi Milliyetçileri yabani dağ insanı olarak görmekte, hatta tiksinmektedirler. Leyla’ya aşık olan Necdet ise bağımsızlıktan umudunu kesmiş, olaylara sadece seyirci kalmıştır. Sevdiği kızın işgalci subaylarla olan yakınlığını görür fakat görmezden gelir, hatta o da bu subayların çevresinde oluşan yüksek sosyeteye katılır. Oysa Necdet’in arkadaşı Cemil bir şeyler yapmak gerektiğini düşünür ve Kuvayi Milliyecilere katılır ve sonunda şehit olur. Fakat o değeri bilinmez insanlardandır, vatan o ve onun gibilerinin kanlarıyla hayat bulmuştur. Vatanın ayakları aslında bağımsızlık savaşında ayaklarını yitiren gazilerimizindir. Onlar her bir uzuvunu kaybederken vatan yeniden el ayak sahibi olmuştur.

İstanbul’un bu şaaşalı hayatı çok kısa sürer. Ezilmiş Anadolu insanının özlediği gün gelir. Bir gece Kuvayi Milliyeciler karanlığın içine akın eden ışık hizmeleri gibi akın ederler şehre.

Leyla, o eski hayatlarının mahvettiği için bu büyük savaşçıları nefretle karşılar. Necdet ise artık bu İngilizler tarafından kullanılmış vatanperverlik duygusundan yoksun kızdan soğumuştur.

Leyla dudaklarını Necdet’in dudaklarına uzatır. Necdet onu kucaklar ve bir köşeye bırakır. Dudaklarında bir kimyevi maddenin “rujun” yavan tadıyla bağımsız İstanbul’a katılır. Ve bu aşkın bittiği yerde roman da son bulur.

Kitabın Ana Fikri

Çöküşün getirdiği bir çürümenin romanıdır. Savaş gibi zor anlarda insanlar maskelerini çıkarıp kendilerini gösterirler. “Dost kara günde belli olur”

Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi

Necdet, karamsar sorunlar arasında sıkışıp kalmış öz güveni olmayan biridir. Yolu biliyor fakat yolda yürümeye cesareti yok. Küçük kırılganlıkları ve vazgeçemediği rahatlığı onu yurt savunması gibi bir şereften yoksun bırakıyor.

Leyla, bakımlı, ince yapılı, dikkat çeken güzel bir İstanbul kızıdır. Fakat ailesi gibi vatan duygularından yoksun, sosyeteyi seven, hovarda bir kızdır. Hayatı yalancı bir cennetten farksız yaşamak istiyordu. Fakat kağıttan yapılmış saraylar çok çabuk bozulurdu ve  asıl kaybeden o oldu.

Cemil, yurtsever biri vatanın köle oluşuna katlanamayacak derecede onurlu, güçlü, iri yapılı bir Türktür. Biz bugün bağısızlığımızı o ve onun gibilere borçluyuz.

Kitap Hakkındaki Görüşler

Her milletin içinde fedekâr insanlar olabileceği gibi menfaatçi insanlarda bulunmaktadır. Bağımsızlık bu fedâkar insanlar sayesinde devam etmektedir. Asayişi bozan, kan dökülmesine sebep olan, kötülüğün kaynağı olan hep ikinci gruptur. İşte hayat bu iyi ile kötünün kavgasından ibarettir.

Kitabın Yazarı Hakkında Kısa Bilgi

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu. İbrahim Paşa’nın ölümü üzerine Manisa’ya geldi. 1913’te ilk hikaye kitabını çıkardı:

“Bir Serencan.” Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge, İsmail Hüsrev Tökin ve Şevket Süreyya Aydemir’le birlikte “Kadro” dergisini çıkardı. 13 Aralık 1974’te Ankara’da öldü.

Eserleri

Rahmet(1923), Milli Savaş Hikayeleri(1947), Kiralık Konak(1922), Nur Baba, Sodom ve Gomore(1928), Hüküm Gecesi, Yaban(1932), Ankara, Bir Sürgün, Erenlerin Bağından(1922), Okun Ucunda, Zoraki Diplomat(1955), Anamın Kitabı, Vatan Yolunda, Politikada 45 yıl(1968), Nirvana(1909), Veda, Sağnak(1929) ve Mağara(1934).

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir