Seçme Hikayelerden “Kayayı İtmek”


Seçme Hikayelerden “Kayayı İtmek”

Seçme Hikayelerden “Kayayı İtmek” başlıklı hikayesini oku;

Değerli yazarlarımızdan Murat Çiftkaya’nın çok güzel hikayelerinden sadece birisidir ‘Kayayı İtmek.’ Okumadan geçmeyiniz lütfen.

Fakir bir genç adam geceleyin kulübesinde uyurken, uyku ile uyanıklık arasında odasının ışıkla dolduğunu gördü. Gaipten gelen bir ses ona şöyle dedi:

“Bundan böyle Allah için çalışacak ve kulübenin önündeki büyük kayayı bütün gücünle iteceksin!”

Bunun Allah’tan gelen bir emir olduğuna inanan adam, hikmetini anlamamış olsa da emre uydu ve ertesi sabah kayayı itmeye başladı. Daha ertesi gün, ve izleyen haftalar, güneşin doğuşundan batışına kadar taşı itip duruyordu. Aylar süren uğraşı sırasında kaya yerinden bile kımıldamadı. Adam gece kulübesine yorgun argın dönerken, gününün boşa geçtiğini düşünüyordu artık. Onun şevkinin kırıldığını hisseden şeytan, kalbine vesveseler vermeye başladı.

“Ne kadar zamandır bu kayayı itip duruyorsun, bir milim bile kımıldamadı. Kendinebunun için niye yazık ediyorsun? Onu yerinden oynatman zaten mümkün değil, vs.”

Böylece, gence, görevi yerine getirmesinin imkansız olduğunu, dolayısıyla başarısızlığa uğradığı duygusunu aşılamaya çalıştı. Bu tür düşünceler onun şevkini daha da kırdı ve ümidini gitgide yitirdi. “Doğruya, kendimi bu iş için niye paralıyorum ki?” diye kendi kendisine söylendi. “Bundan sonra azıcık bir kuvvet harcayacağım. Bu da yeter de artar bile. Koca kaya yerinden kımıldamayacağına göre.”

Ve kararını duasında Allah’a bildirdi:

“Allah’ım, uzun zamandır durmadan dinlenmeden senin dediğin gibi hareket ettim. Bütün gücümle istediğin şeyi yaptım. Her gün yoruluyorum, ama kayayı bir milim bile kımıldatamıyorum. Neden böyle? Neden başaramıyorum?”

Gaipten bir ses şefkatle cevap verdi:

“Ey kulum, uzun zaman önce sana emrime uymamı istediğimde kabul etmiştin. Sana görevinin kayayı bütün gücünle itmek olduğunu söylemiştim, ve sen de yapmıştın. Ben sana hiçbir zaman onu yerinden oynatmanı beklediğimi söylemedim ki! Senin görevin onu sadece itmekti.

Şimdi gücünün tükendiğini, başarısızlığa uğradığını söylüyorsun. Kendine bir bak bakalım. Kolların daha da güçlendi, pazulann büyüdü. Sırtın ağırlığa dayanıklı hale geldi. Bacakların kalınlaştı ve kuvvetlendi. Taşı itmeye başladığından çok daha kuvvetlisin şimdi. Evet, kayayı kımıldatamadın. Ama senden istenen, emre itaat etmen ve onu sadece itmendi. Kayayı yerinden oynatacak olan Ben’im.” Hatasını anlayan genç, ertesi gün kendi görevinin kayayı yerinden oynatmak değil, onu var kuvvetiyle itmek olduğunu düşünerek verilen görevi yerine getirdi. İkinci gün, üçüncü gün derken, kaya birden yerinden kımıldadı. O zaman, kayayı yerinden kımıldatanın kendisi değil Allah olduğunu anladı. Biraz daha uğraştığında, kaya biraz daha oynadı ve kenara yuvarlandı. Altından da kendisine ömür boyu yetecek kadar büyük bir hazine çıktı.

Murat Çiftkaya

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir