Çok Güzel Bir Hikaye


Çok Güzel Bir Hikaye: “Veli’nin Öküzü”

Bir varmış bir yokmuş. Küçük bir köyde Veli, ailesi ve inatçı bir öküzüyle yaşarmış. Bir gün babası Veliye öküzü tarlaya götürmesini istemiş. Veli yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş ki yolda öküzün inatçılığı tutmasın mı? Öküz bir oturmuş oturduğu yerden kalkmamış bir daha. Bizim veli başlamış ağlamaya. Ağlaya ağlaya küçük bir gölcük olmuş. İşin daha da kötü bir hal aldığını gören Veli ilerideki kurbağalardan yardım istemiş. Kurbağalar da ona şu şekilde cevap vermiş:

“Sana yardım etmek isterdik ama oyunumuzu yarım bırakamayız. Sen git şu dağdan yardım iste.”

Veli koyulmuş yola varmış dağın yanına. Dağa olan biteni anlatmış ama dağ yerinden kıpırdayamayacağını güneşten gidip yardım istemesini söylemiş. Veli çıkmış yüksek bir yere seslenmiş Güneşe bana yardım et diye. Güneş de:

– Benim ısı ve ışık görevim var. Sen en iyisi ormandan yardım iste.

Çaresiz Veli varmış ormana. İlk olarak tilkiyle karşılaşmış ve yardım istemiş tilkiden. Tilki:

“Ben tatile çıkıyorum sen en iyisi git bu ormanın kralından yani aslandan yardım iste” diyerek yalan atmış. Veli gitmiş aslanın yanına derdini anlatmaya. Her şeyi dinleyen aslan da;

“Öküzünü kurtarırım ama sonra da yerim!” demiş.

Bunu duyan Veli’yi almış kara bir düşünce. Veli aslanın öküzünü yedikten sonra kurtarmasının da bir anlamı olmadığını düşünürken bir arı vızıldayarak gelir ve Veli’ye derdinin ne olduğunu sorar. Veli:

“Var git işine arı kardeş. Dağın, güneşin, ormanın ve aslanın yapamadığını sen mi yapacaksın?”

diye arıyı küçümser. Ama arı ısrar edince arıyı götürür öküzünün yanına. Arı öküzü görünce batırır iğnesini öküzün kalçasına. Canı yanan öküz fırlar havaya ve kurtulur o gölcüğün içinden. Veli arıyı küçümsediği için ondan özür diler. Bizim inatçı öküzde arı korkusuyla bir daha ne inatçılık ne de tembellik yapar…

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir