Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 7. Bölüm
“Tavan Arasında Bir Çocuk”
28 Ekim, Cuma
Dün, annem ve kızkardeşim Sylvia ile birlikte, giyecek yardımında bulunmak için gazetelerde bahsedilen yoksul kadının evine gittik. Sylvia, kadının adını ve adresini küçük bir kağıda not etmişti . Sora sora adresi bulduk. Yüksek bir binanın en üst katında oturuyordu. Yardım için hazırladığımız giysi paketini ben taşıyordum. Hikaye
Binanın en üst katında koridor boyunca birkaç kapı vardı. Adresteki numaraya bakıp, aradığımız yeri bulduk. Koridorun sonundaki kapının önünde durduk. Verilen adres burasıydı. Annem kapıya eliyle iki kez vurdu. Sarışın, zayıfça bir hanım çıktı karşımıza. Başındaki mavi örtüsüne rağmen, henüz genç olduğu
anlaşıl ıyordu.
“Gazetelerde sözü edilen hanım siz misiniz?” diye sordu annem.
” Evet efendim, benim.” dedi kapıyı açan kadın. Utangaç bir hali vardı. Annem hemen konuya girdi:
“Peki öyleyse … Size biraz giyecek topladık elimizden geldiğince … Lütfen kabul edin!”
Zavallı kadın ne kadar sevindi bir bilseniz … O kadar çok teşekkür etti ki , hiç bitmeyecek sandım. Bu sırada, karanlık ve çıplak odanın bir köşesinde diz çökmüş bir çocuğa gözlerim takıldı. Arkası bize dönüktü. İskemlenin üzerine defterini, kitabını açmış, ders çalışıyordu. Birdenbire bu kızıl saçlı çocuğun kim olduğunu tanıdım. Sırtındaki eski ceketi , askıdaki koluyla, bu benim sınıf arkadaşım Crossi ‘ydi.
Kadıncağız getirdiğimiz giysileri incelerken, anneme çocuğu işaret ettim. Kulağına eğilerek, “Anne … Bu çocuk benim sınıf arkadaşım Crossi !” dedim. hikaye
Annem “Sakın ona seslenme … Belki senden utanır, üzülür sonra … ” dedi.
Tam bu sırada Crossi bize doğru dönüverdi. Ne yapacağımı şaşırdım. Elim ayağım tutuldu sanki. Crossi beni görünce gülümsedi. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Ben de ona doğru bir iki adım attım. Birbirimize sarıldık. Birşey dememe fırsat kalmadan annesi konuşmaya başladı:
“Görüyorsunuz ya, çocuğumla yalnızım. Kocam altı yıldır yurtdışında çalışıyor. Ben de yalnızlıktan bunaldım. Sıkıntıdan hastalık sahibi oldum. Pazarda sebze-meyve satarak birkaç kuruş kazanıyordum. Artık onu da yapamaz oldum. Evimizde ne varsa satmaya başladım. Zavallı Crossi’nin üzerinde ders çalışacağı bir masa bile kalmadı. Elektriğimizi de kestiler. Talihsiz oğlum mum· ışığında ders çalışmak zorunda kalıyor. Böyle giderse küçük yaşta gözleri bozulacak. Oysa ne kadar çalışkandır benim oğlum; derslerini, okulunu çok sever! .. “ hikaye
Annem çantasında ne kadar para varsa çıkarıp kadına verdi. Gözleri dolmuştu. Annem kadınla vedalaşırken, ben de Crossi’ye tekrar sarıldım. Odadan çıktığımızda annem ağlıyordu. öykü
“Zavallı kadıncağız!.. Zavallı Crossi ! .. ” dedi. Sonra bana döndü: hikaye
“Gördün mü arkadaşının yaşadığı şartları? Senin herşeyin varken ders çalışmaktan kaçınıyorsun. Halbuki arkadaşın o soğuk ve karanlık evde ne kadar istekli çalışıyor. Küçük yaşta sabırlı olmayı öğrenmiş. Sabırlı olan şükretmeyi de bilir. Senin de sahip olduğun herşey için şükretmen gerekmez mi? Sadece ‘Allah’a şükürler olsun ‘ demekle olmaz. Şükür, sahip olduklarının hakkını vermekle olur. Madem bu kadar iyi bir ortamda yaşıyorsun, derslerine çok çalışmalı, başarılı olmalısın … ” öykü
Annem söylediklerinde haklıydı. Bugün iyi bir ders almıştım. Ders her zaman okulda olmuyordu. Hayatta
her zaman yeni bir dersle karşılaşabiliyorduk. Dikkatli olmalı ve bu fırsatları kaçırmamalıyım. Annem, bugün olanları babama da anlatmış olacak ki, sabah okula giderken babamın yazdığı şu mektubu masamda buldum: Hikaye
Edmondo de Amicis
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ