Sahâbi Hassasiyeti


Sahâbi Hassasiyeti

O kadar çok bolluk içinde yaşıyoruz ki, bu haldeyken bile pek çoğumuz şükretmiyor diyebiliriz. Oysa ki atalarımız büyük zorluklar ve yokluklar içinde yaşamlarını sürdürmüşler, şükürlerini eksik etmemişler. Bizler hiç ölmeyecekmişiz gibi dünya ya bağlanmışız. Öyle ki günümüzde iyilik yapanların sayısı en aza inmiş durumda, bazılarımız ise iyilik yapmak şöyle dursun, ne olduğunu bilmeyecek kadar hayattan kopmuş, kendi paylarının peşine düşmüş. Bizler iyilik yapmıyoruz ki, karşılığını Rabbimizden bekleyelim. Vay halimize. Bakınız sahabenin hassasiyetine.

Sahabeden 101 Hatıra isimli bir kitaptan okumuş olduğum bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim.  İyi okumalar.

İlk Müslümanlardan Abdurrahman ibni Avf radıyallahu anh’ın oğlu İbrahim anlatıyor.

Bir gün babam Abdurrahman ibni Avf oruçluydu. Akşam olunca önüne mükellef bir iftar sofrası getirdiler. Babam sofraya şöyle bir baktı, sonra şunları söyledi;

” Mus’ab ibni Umeyr Uhud Savaşı’nda şehit edildi. O benden hayırlı bir adamdı. Ama Ona bir hırkadan başka kefen bulunamadı.  O hırkayla başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu.

Uhud Günü Hz. Hamza’da şehit oldu. O da benden hayırlı idi.  Ona da bir hırkadan başka kefen bulunamadı. Daha sonraları dünyalık ne varsa hepsine sahip olduk. Şimdi beni korkutan şu:

Sakın iyiliklerimizi karşılığı bize dünyada peşin verilmiş olmasın!”

Sonra babam ağlamaya başladı. Ve yemeği yemedi.

Buhârî, Cenâiz 25, 26, Megâzî17.

Sahabeden 101 Hatıra – Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir