The post Resimli Kısa Çocuk Hikayesi “Ahmet’in Kuşları” appeared first on Hikaye Oku.
]]>
The post Resimli Kısa Çocuk Hikayesi “Ahmet’in Kuşları” appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Resimli Kısa Çocuk Hikayesi “Ağaç Doktorları” appeared first on Hikaye Oku.
]]>
The post Resimli Kısa Çocuk Hikayesi “Ağaç Doktorları” appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 20. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>Kendini Beğenmişlik
5 Aralık, Pazartesi
Dün Votini ile Rivoli Caddesi’nde gezmeye gittik. Dora Grossa Sokağı’ndan geçerken Stardi’ye rastladık. Kendisini gördüğümüzün farkında değildi. Bir kitapçı vitrinine o kadar dalmıştı ki; yanından geçsek yine göremezdi. Gözlerini kapağı açık duran renkli atlastan ayıramıyordu. Kimbilir, belki de ona sahip olmayı çok arzu ediyordu.
“Kolay gelsin Stardi! ” dedim. “Tebrik ederim, sokakta bile ders çalışıyorsun ! “
Koca köylü, ters ters baktı:
” Dalga geçme benimle, süt çocuğu! ” dedi.
Şaka yaptığımı anlayınca güldü. Eliyle selam verdi. Votini, çok şık giyinmişti . Bunun, bir çocuk için gereğinden şık olduğunu söylemeliyim. Ayağında kırmızı deri çizmeler, başında beyaz keçe bir şapka, sıntında ipek şeritli bir çeket vardı. Çeketin düğmeleri açıktı. Yeleğinin cebinden gümüş bir saat zinciri sallanıyordu. Çalımından durulmuyordu; fakat böbürlenip övünmesi, bu kez başını derde soktu.
Ağır ağır yürüyen Bay Votini’yi arkamızda bırakarak bir süre yolda koştuktan sonra, taş bir sıranın önünde iyi giyimli olmayan bir çocuğun yanında durmuştuk. Çocuk başını öne eğmiş duruyor ve yorgun görünüyordu. Gezinerek gazete okuyan bir adam bizden tarafa baktı. Çocuğun babası olmalıydı. Çocuk sıranın ortasında oturduğu için, biz iki başa oturduk.
Votini, çok şık olduğunu çocuğa göstermek için bahane arıyordu. Ayağını kaldırarak benden tarafa seslendi:
” Subay çizmemi beğendin mi?”
Votini’nin maksadını anladığım için konuyu değiştirmek istedim. Ama o, sorusunu tekrarladı.
“Güzel, dedim, sana çok yakışmış.”
Çocuk hiç oralı olmadı. Votini pes etmek niyetinde değildi. Ayağını indirip çeketinin şeritlerini gösterdi.
“Bu ipek şeritlerin yerine gümüş düğmeler taktırmak istiyorum; ne dersin?”
” Bilmem.. ” dedim, ” Şeritler de güzel duruyor. Bence gerek yok.”
Votini göz ucuyla çocuğu izliyordu. Çocuk ipek şeritlere de bakmadı. Çocuğun kayıtsızlığı hoşuma gitmişti. Votini bu seferde beyaz şapkasını çıkardı; elinin üzerinde döndürmeye başladı. Çocuk şapkaya da dönüp bakmadı. Votini burnundan soluyordu. Ben kıskıs gülmeye başladım.
Votini cebinden saatini çıkardı, göstere göstere bana doğru uzattı.
“Sence bu saat kaç para eder?”
“Bilmem… Kabı altın suyuna batırılmış galiba.”
“Ne münasebet! Gerçek altın.”
“Gerçek altın olamaz. içinde gümüş karışığı da vardır. “
Votini saatini çocuğun gözlerine doğru yaklaştırdı:
” Hey arkadaş, sen söyle; bu saat altın mı değil mi?”
” Bilmem. ” dedi çocuk.
Votini iyice kızmıştı. “Şu havalara bak! Dönüp bak mıyor bile.” dedi.
Çocuğun babası Votini’ nin sözlerini duymuş olacak ki; gazetesini indirip bizden tarafa doğru yürüdü. Votini’nin kulağına eğildi. Alçak sesle:
” Kusura bakmayın, çocuk kör! ” dedi.
Yetini dehşetle irkildi. Ayağa fırlayıp çocuğun yüzüne baktı. Çocuğun gözleri taş gibi donuk ve ifadesizdi. Belki kendisine bakıldığının bile farkında değildi.
Votini utancından kıpkırmızı kesildi. Bakışlarını yere indirdi. Sonra çocuğa döndü:
“Özür dilerim arkadaşım.” dedi; “Bilmiyordum.”
” Önemi yok… ” dedi çocuk.
Votini eve dönünceye kadar hiç konuşmadı. Çok üzülmüştü. Gösterişi seven bir çocuktu belki; ama kötü kalpli değildi.
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir eğitici çocuk hikayesidir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destek olacak bir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, kısa çocuk hikayeleri, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen, hikaye örnekleri, Hikayeler Masallar, Kısa hikaye, Büyükler için Hikaye, 0-6 ay bebek hikayeleri, Eğitici uyku masalları, Parmak çocuğun hikayesi, 5-6 yaş kısa hikayeler, fakirler, fakir, mektup, 5-6 yaş masalları oku, Eğitici uyku masalları, Hikaye, En güzel Masallar, Kısa Masal oku, Masal Oku, Kısa hikaye, 0-6 ay bebek hikayeleri, gösteriş meraklısı, kendini beğenmişlik, kendini beğenmiş,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 20. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 19. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>1 Aralık, Perşembe
Babam, her tatil günü arkadaşlarımdan birini evimize çağırmamı veya onlardan birine gitmemi, böylece yavaş yavaş dost edinmemi istiyor.
Pazar günü, her zaman iyi giyinen Derossi ‘yi çok kıskanan Votini ile gezmeye gideceğim. Bugün baykuş burunlu, uzun boylu, sıska ve ufak, kurnaz gözleriyle durmadan çevresini araştıran Garoffi bize geldi. Bir bakkalın oğlu olan Garoffi, çok tuhaf bir yaratıktır. Durmadan cebindeki parayı saymakta ve parmaklarıyla hesap yapmakta ustadır. Çarpım cetveline başvurmadan istediğiniz çarpımları çabucak yapar.
Hesabını çok iyi bilir ve daha şimdiden okulun “Tasarruf Sandığı”nda defteri vardır. Sıranın altına cebinden ufak bir para düşse, onu bir hafta arar. Derossi ‘nin dediğine göre, tıpkı bir saksağan gibi bulduğu her şeyi toplar. Eski kalem uçları, eski posta pulları, mum parçaları, iğneler ve bunun gibi ne varsa … iki yıldan beri de posta pulu topluyor.
Büyük albümünde bütün ülkelerin yüzlerce pulu var. Albüm dolunca, onu hiç kuşkusuz hemen bir kitapçıya satacaktır. Kitapçı, bu arada Garoffi ‘ye parasız defter verir; çünkü , kitapçıya birçok çocuk götürür. Okulda hep alışverişle uğraşır, satış yapar, piyango düzenler, karşılıklı eşya değiştirir. Bazen alışverişten pişman olur, verdiğini geri ister. Yüz kuruşa sattığını elli kuruşa tekrar alır.
Oynadığı oyunları hiç kaybetmez. Tütüncülere eski gazeteler satar. Bütün yaptığı bu işler küçük bir cep defterinde yazılıdır. Onun sayfaları toplamalar ve çıkarmalarla doludur. Okulda matematikten başka ders çalışmaz. Bu dersten madalya almak ister, ama bu ancak küçük kukla tiyatrosuna parasız girebilmek içindir. Bu Garoffi , hoşuma gidiyor ve beni eğlendiriyor.
Dirhemler ve terazilerle ticaret oyunu oynadık. O her şeyin kaç kuruş ettiğini bilir. Dirhemleri tanır ve bir bakkal kadar çabucak kağıttan külahlar yapar. Okuldan ayrılınca hoşuna gidecek bir ticaret kolunda, bir dükkan açacağını söyler. Kendisine armağan ettiğim yabancı posta pulları onu çok sevindirmişti. Her birinin koleksiyonundaki değerini doğru olarak biliyordu. Babam, gazete okuyormuş gibi yaparak onun söylediklerinin hepsini dinliyor ve çok eğleniyordu. Garoffi ‘nin cepleri siyah bir torba içine konulmuş ticaret eşyasıyla her zaman doludur. Onun, daima büyük tüccarlar gibi düşünceli ve uğraşır bir durumu vardır. Fakat en candan sevdiği pul koleksiyonu, onun en değer verdiği şeydir. Büyük paralar kazanacakmış gibi daima koleksiyonundan söz eder. Arkadaşları, ona eli sıkı ve aldığı malları çok pahalı satan biri gözüyle bakarlar. Ben, pek bir şey diyemeyeceğim. Onu severim; çünkü bana çok şey öğretir ve
bende büyük adam etkisi yapar.
Odun tüccarının oğlu Coretti, kesin bir dille diyordu ki; “Garoffi, annesinin yaşamını kurtaracağını bilse bile, pullarını vermez.”
Babam böyle düşünmüyor. ” Bir yargıya varabilmek için acele etmemeli.” diyor. “Evet, o ticareti seviyor;
fakat bu temiz bir kalp taşımayı önlemez ki!”
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir eğitici çocuk hikayesidir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destek olacak bir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen, hikaye örnekleri, kambur, kambur çocuk, Hikayeler Masallar, Kısa hikaye, Büyükler için Hikaye, 0-6 ay bebek hikayeleri, Eğitici uyku masalları, Parmak çocuğun hikayesi, 5-6 yaş kısa hikayeler, fakirler, fakir, mektup,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 19. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 18. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>29 Kasım, Salı
Eğitici Çocuk Hikayeleri: Bu sabah okuldan gelirken önümde yürüyordun. Dizlerinin üzerinde zayıf ve sararmış bir çocuk bulunan fakir bir kadın, yanından geçerken senden sadaka istedi. Onu gördün ve cebinde para bulunduğu halde bir şey vermedin.
Dinle yavrum! Elini uzatan yoksulun önünden ve hele çocuğuna beş-on kuruş istemek için elini uzatan bir annenin yanından ilgisiz geçmeye alışma. Bu küçük yavrunun aç olabileceğini, zavallı annenin çektiği acıları düşünüver.
Annen bir gün; “Enrico, sana verecek ekmeğim yok!” demek zorunda olursa, onun ne kadar üzüleceğini düşün. Bir yoksula sadaka verdiğimde: “Allah sana ve çocuklarına sağlık versin!” diye dua eder. Bu sözlerin bana ne kadar dokunduğunu ve bu zavallıya karşı nasıl bir gönül borcu duyduğumu anlatamam. O duanın sevdiklerimi koruyacağını sanır ve kendi kendime: “Bu fakir, verdiğimden daha çoğunu bana geri verdi” diyerek evime daha mutlu dönerim.
Beni dinle Enrico’cuğum! Dayanacak hiçbir yeri kalmamış bir yaşlının, ekmeksiz bir annenin veya annesiz bir çocuğun eline bırakmak için, küçük kesende her zaman biraz para bulunmalıdır.
Fakirler, çocukların sadakasını severler; çünkü bu sadaka onları küçük düşürmez. Her şeyi istemeleri bakımından çocuklar onlara benzer. Dikkat etmişsindir ki dilenciler çoğunlukla okulların çevresinde bulunurlar. Yetişkin bir insanın sadakası bir hayır işidir; çocuğunki ise hayır işi olmakla beraber bir sevgi gösterisidir. Anlıyor musun oğlum? Çocuğun elinden sadaka ile birlikte sanki bir çiçek de düşüyormuş gibidir. Düşün ki, sen hiçbir şeyden yoksun değilsin; onlar ise her şeyden yoksun! Sen mutluluk peşinde koşarken, onların en büyük isteği ölmemektir.
Zengin konakların arasında, bunca arabaların, bunca kadifeler giymiş çocukların geçtiği sokaklarda, yiyecekleri olmayan kadınlar ve çocuklar da var. Bunları düşünmek bile içimize korku salıyor.
Aman Allahım! Yiyecek bir şeyi olmamak … Senin gibi iyi ve akıllı olan çocukların, büyük bir şehrin ortasında -çöldeki vahşi ve aç hayvanlar gibi- dolaşması ne kadar acı değil mi?
Dilenen bir annenin önünden, avucuna beş-on kuruş koymadan, hiçbir zaman geçme Enrico’cuğum!
Annen
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir eğitici çocuk hikayesidir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destek olacak bir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen, hikaye örnekleri, kambur, kambur çocuk, Hikayeler Masallar, Kısa hikaye, Büyükler için Hikaye, 0-6 ay bebek hikayeleri, Eğitici uyku masalları, Parmak çocuğun hikayesi, 5-6 yaş kısa hikayeler, fakirler, fakir, mektup,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 18. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 17. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>25 Kasım, Cuma
Çocuk Hikayeleri, Bütün kalpleri Garrone kazandığı gibi, herkesin saygınlığını da Derossi kazanır. Birincilik armağanı, her yıl olduğu gibi bu yıl da onun olacak. Onunla kimse yarışamaz. Her yönden üstünlüğü ile tanınmıştır. Matematikte birinci, dilbilgisinde, yazıda, resimde hep birincidir. Herşeyi şaşılacak bir kolaylıkla anlar. Herşeyi aklında tutar. Öğrenmek, onun için sanki bir oyundur. Öğretmen, dün onu tekrar övdü:
“Sizin büyük yetenekleriniz var. Onları boş yere harcamayınız!” diyordu.
Derossi; uzun boylu, kumral saçlı, güzel bir çocuktur. Son derece çeviktir; bir elini dayayarak sıranın üzerinden atlayabilir. Şimdiden kılıç kullanmasını biliyor. On iki yaşındadır. Hep altın yaldızlı düğmesi olan mavi bir elbise giyinir. Daima neşeli ve canlıdır. Herkesle iyi geçinir ve elinden gelen yardımı sınavlarda arkadaşlarından esirgemez. Hiç kimse bugüne kadar onunla alay etmeye veya ona kötü bir söz söylemeye cesaret edememiştir. Ona ters bakan yalnız Nobis ve Franti ‘dir. Votini ‘ye gelince, onu açıkça belirtir. Fakat Derossi, bütün bunları görmezlikten gelir. Ödevleri toplamak için sıraları dolaştığında, herkes ona gülümser ve sevgisini gösterir. Evde kendisine armağan edilmiş olan renkli dergileri, resimleri ve türlü eşyaları arkadaşlarına verir. Küçük Kalabrialı için, Karia’nın küçük bir haritasını bile yaptı.
Her alanda ondan aşağı olduğunu görüp de kıskanmamak olmuyor. Votini gibi ben de onu kıskanıyorum. Bazen evde ödevlerimi yaparken, Derossi’nin şu anda hem de yanlışsız bitirmiş olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra hemen hemen bir öfke ve acılık duyarım. Ama sınıfa girip de onu gülümser, güzel ve her türlü güçlüğü yener durumda görünce, öğretmenin sorularına verdiği yanıtları açık ve duru anlaştıklarını işitince, bütün acılık ve kızgınlık duyguları kalbimden silinir, bu fena duygulardan dolayı kendimden utanırım.
Bütün okullara onunla birlikte gitmek ve her zaman onun yanında bulunmak isterdim. Çünkü, onun varlığı, onun sesi, bana çalışma isteği, neşe ve haz veriyor.
Öğretmenin temize çekmek üzere Derossi’ye verdiği “Lombardiyalı Küçük Gözcü” adındaki aylık öyküyü, yarın bize okuyacak. Sabahleyin bu kahramanlık olayını temize çekerken Derossi’nin gözleri nemleniyor ve dudakları titriyordu. Ben onun güzel ve derin anlamlı yüzüne bakarken içimden şöyle diyesim geliyordu:
” Derossi sen benden çok değerlisin. Sana saygı ve içten sevgi duyan küçük Enrico’ya bakarak, sen, olgun bir adam gibisin.”
Elmando de Amicis
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir hikayedir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destel olacak bir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen, hikaye örnekleri, kambur, kambur çocuk,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 17. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 16. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>23 Kasım, Çarşamba
Çocuk Hikayeleri, Dün, askerlerin geçişini izleyenler arasında Nelli de vardı. Zavallı küçük kambur, insana acıma duygusu veren bir duruşla sanki “Ben hiçbir zaman asker olamayacağım.” diye düşünüyordu. Zavallıcık çok iyi, çalışkan, fakat o kadar sıska ve renksiz ki, hemen soluğu kesiliyor. Hep siyah uzun bir önlük giyinir. Annesi, siyahlar giyinen, sarışın, ufak tefek bir kadın. Okulun dağılma saatinde kalabalık içinde itilip hırpalanmasın diye onu almaya gelir. Çocuğunu o kadar okşar ki, görülmeye değer.
ilk günler de öğrenciler, kötü talihli kambur Nelli ile eğlenirler ve çanta ile sırtına vururlardı. Fakat o hiç darılmaz, annesine de bir şey söylemezdi. Arkadaşlarının kendisini rahatsız ettiğini annesinin öğrenip üzülmesini istemiyordu. Nelli ile eğlendiklerinde, zavallıcık, başını çekmecesine dayar ve sessizce ağlardı.
Bir gün Garrone işe karışarak öğrencilere dedi ki:
“Nelli’ye dokunanın başı benimle derde girecek! Ona öyle bir tokat yapıştırırım ki, durduğu yerde üç defa döner!”
Bu sözlere kulak asmayan Franti, Nelli’ye dokundu. Fakat Garrone’nin eli, onu hemen buldu. Öyle bir tokat yedi ki topaç gibi yerinde döndü. Bundan sonra Nelli’ye artık kimse takılmadı. Öğretmen, Garrone ve Nelli’yi aynı sıraya oturtturdu. Onlar artık iki dost olmuşlardı.
Nelli, Garrone’ye son derece bağlandı. Sınıfa girer girmez gözleri ile onu arar, O’na: “Allahaısmarladık! ” demeden gitmez. Garrone de öyle davranır. Nelli, sıranın altına kalem veya kitap düşürdüğü zaman, arkadaşı eğilip yorulmasın diye, Garrone hemen onları yerden kaldırır. Çantasını düzeltmesi, paltosunu giymesi için de ona yardım eder. Bunun için Nelli, onu çok sever, gözünü ondan ayırmaz. Öğretmen, Garrone hakkında övücü sözler söyledikçe, kendisini övüyorlarmış gibi sevinir. Öyle umuyorum ki Nelli, sonunda her şeyi, arkadaşlarının takılmalarını, kendisine yapılan kaba davranışlarını ve Garrone’nin kendisini koruyuşunu annesine anlatmıştır sanırım.
Bu sabah bakın ne oldu? Öğretmen, ders programını götürmek üzere beni müdürün yanına gönderdi. Ben orada iken, içeri giren Nelli’nin ufak tefek, sarışın annesi, müdüre sordu:
“Oğlumun sınıfında Garrone adında bir çocuk var mı?”
“Evet bayan!”
“Acaba onu bir dakika buraya çağırtabilir misiniz? Kendisine bir şey söyleyeceğim.”
Müdür, zili çalarak kapıcıyı çağırdı. Garrone’yi getirmesini söyledi. Bir dakika sonra Garrone, müdür tarafından çağrılmış olmasının derin şaşkınlığı içinde içeri girmişti.
Nelli’nin annesi onu görünce hemen koşup kucakladı ve birkaç defa alnından öptü:
“Garrone sen misin? Oğlumun arkadaşı, benim zavallı yavrucağımın koruyucusu sen misin temiz yürekli çocuk?” dedi.
Sonra acele ile çantasını ve ceplerini karıştırıp uygun bir şey bulamayınca, ucunda bir küçük altın kolye bulunan zinciri boynundan çıkarıp Garrone’nin boynuna taktı:
“Bu küçük armağanı al sevgili çocuğum!” dedi. “Senin için dua eden ve sana teşekkür eden bir annenin elinden, bunu hatıra olarak al ve asla çıkarma!”
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir hikayedir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destel olacak bir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen, hikaye örnekleri, kambur, kambur çocuk,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 16. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 15. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi “Okul Müdürümüz” 17 Kasım, Perşembe
Çocuk Kalbi; Coretti bu sabah çok sevinçliydi. Çünkü aylık sınavımızı yapmak için, onun ikinci sınıftaki öğretmeni Bay Coatti gelmişti. Karasakal derlerdi bütün öğrenciler ona. Lakabından da anlaşılacağı gibi, Bay Coatti‘nin kapkara ve gür bir sakalı vardı. Kıvırcık saçlı, çatık kaşlı, uzun boylu, iriyarı bir adamdı.
Soru kağıtlarını dağıtırken; “Kopya çekmeye kalkışanı ensesinden yakaladığını gibi disiplin kuruluna götürür, eşek sudan gelinceye kadar da dayak atarım!” diye bağırdı kalın sesiyle. Onu tanımayan öğrencilerin korkudan ödü patladı. Aslında, bay Karasakal, göründüğü gibi sert bir adam değildi. Öğrencilerini dövdüğünü hiç gören olmamıştır. Gür sesiyle onlara bağırır, tehdidler savurur, bir yandan da sakalının altından gülümserdi.
Okulumuzda bay Karasakal içlerinde olmak üzere sekiz öğretmen ve iki yardımcı öğretmen vardır. 4-A sınıfının öğretmeni topaldır. Yaz kış boyunca koca bir yün atkıyla dolaşır. ilk öğretmenlik yıllarını tavanından ve duvarlarından sular damlayan eski bir köy okulunda geçirmiş ve burada bazı hastalıklara yakalanmış. 4-B sınıfının öğretmeni beyaz saçlı, yaşlı bir adamdır. Bizim okula gelmeden önce körler okulunda öğretmenlik yapmış. Avukat lakabıyla çağrılan bir öğretmen var. Hukuk fakültesine devam ettiği için ona bu ismi takmışlar. Çok kibar, iyi giyimli, gözlüklü bir adamdır. Güzel yazı yazma konusunda bir de kitap yazmış. Beden eğitimi öğretmenimiz askerlikten yeni geldi. Garibaldi’nin ordusunda subaylık yapmış. Alnında Milazzo Savaşı’nda aldığı bir kılıç darbesinin izi var.
Müdürümüz uzun boylu, çıplak kafalı, uzun sakallı bir adamdır. Altın çerçeveli bir gözlük takar. Hep siyah elbise giyer. Ceketinin bütün düğmelerini ilikler. Hiç yüzü gülmez; ama öğrencilere karşı çok iyi davranır. Öğretmenler tarafından ceza verilmesi için odasına götürülen çocukları önce azarlar, sonra yaptığı davranışın yanlış olduğuna dair birçok sebep sıralar. Aynı kabahati bir daha yapmamaları için onlardan söz alır. O kadar içten ve o kadar babacan konuşur ki; çocuklar gerçekten yaptıklarından pişmanlık duymuş ve yüzleri kızarmış bir halde odasından çıkarlar.
Müdürümüz okula bütün öğretmenlerden önce gelir. Çocuklarını okula getiren anne babalarla görüşür; onlara okul hakkında bilgi verir. Akşamları öğretmenlerden sonra çıkar. Son defa okulun çevresini dolaşır; oyuna dalan çocukları evlerine gönderir, yollarda oyalanmamalarını söyler.
Annem, müdürün hiç gülmeyişinin sebebini anlattı. Oğlu askere gittikten iki ay sonra ölüm haberi gelmiş. Adamcağız o günden sonra hiç gülmemiş. O felaketten sonra öğretmenlik yapmak istememiş. istifa dilekçesini yazmış; ama öğrencileri çok sevdiği için işleme koymamış. Dilekçe hala çekmecesinde bekliyormuş. Oğlunun resmi de hep masasının üzerinde duruyormuş.
Geçen gün babam okul bahçesini ağaçlandırma konusunda görüşmek için müdüre gitmiş. Ancak, müdür, “Bu meseleyi artık yeni müdürle görüşürsünüz.” demiş. Babama istifa dilekçesini göstermiş ve işleme koyacağını söylemiş. Babam, “Gitmeniz anne babaları ve öğrencileri çok üzecek.” demiş. O sırada bir adam içeri girmiş. Mahalleye yeni taşındığını ve çocuğunu kayıt ettireceği söylemiş. Çocuğu da yanındaymış. Müdür çocuğu görünce çok şaşırmış. Bir çocuğa bir de masanın üzerindeki resme bakmış. Çocuk tıpkı ölen oğluna benziyormuş.
Çocuğu yanına çağırmış. Başını okşayıp yanağından öpmüş. “Demek artık bizim öğrencimiz olacaksın … Pekala, kaydını hemen yapalım.” demiş. Kaydını yaptıktan sonra baba ile oğlunu uğurlamış.
“Gitmek istemeniz ne kadar kötü, bizi çok üzecek!” diye tekrarlamış babam. Bunun üzerine müdür, uykudan uyanır gibi silkinerek dilekçeyi yırtmış. “Peki öyleyse, kalıyorum!” demiş.
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir hikayedir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destel olacak bir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen, hikaye örnekleri,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 15. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 14. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>13 Kasım, Pazar
Çocuk Hikayeleri; Babamın yazdığı mektubu okuyunca çok üzüldüm. Ağlayarak anneme koştum. Sarıldım, elini öptüm, af diledim. Anne yüreği merhamet doludur; daha fazla dayanamadı, beni kucaklayıp bağrına bastı. Annemin yanaklarından öptüm.
“Anneciğim, beni affettiğini babama da söyler misin?” dedim. Gülümsedi.
“Söylerim.” dedi.
“Haydi şimdi git arkadaşlarınla oyna.”
Dışarı çıktım. Kimsecikler yoktu. Can sıkıntısından ne yapacağımı bilemiyordum. “Çarşıda biraz dolaşayım, belki bir arkadaşıma rastlarım.” dedim içimden. Giderken, yolda kapıcının büyük oğlu ile karşılaştım. Çarşıya yaklaştığım sırada birinin adımı seslendiğini duydum. Baktım, sınıf arkadaşım, kahverengi gömleği ve kedi postu şapkasıyla oduncunun oğlu Coretti. Bir odun deposunun önündeydi. Sırtında koca bir yük odun taşıyordu. Sırtındaki odunları yere indirip koşarak yanıma geldi. Boynuma sarıldı.
“Şu işi bitireyim, bol bol konuşuruz.” dedi.
Deponun önünde üzeri odun yüklü bir araba duruyordu. Arabadaki adam, bir küfeye odun dolduruyor, Coretti’nin sırtına yüklüyordu. O da bunları götürüp deponun bir köşesine istif ediyordu.
“Ne yapıyorsun böyle Allah aşkına Coretti?“dedim.
Görmüyor musun, ders çalışıyorum!..” dedi.
Bunu söylerken çok ciddiydi. Ben şaka yaptığını zannederek güldüm. Küfedeki odunları yere boşaltırken, “Fiil çekimi .. özneye ve zamana göre değişir. Özne bazen gizli olur.” diyordu.
Ezberlediği şeyler, yarın göreceğimiz dilbilgisi konusuydu. Boş küfeyle arabaya giderken; “Nesne alan fiillere geçişli filler denir,” diyordu. Ben kendisini hayret dolu bakışlarla izlerken,
“Ne bakıyorsun? Zamanımı değerlendiriyorum işte!” dedi ve devam etti:
“Babam, yanında çalışan adamla bir eve odun götürdü. Annem de hasta iş bana kaldı. Hem odun taşıyorum, hem de yarınki dersi ezberliyorum. Şu fiiller konusu da amma zormuş. Hep karıştırıyorum, bir türlü kafama girmiyor.”
Son odun küfesini sırtına alırken arabacıya seslendi:
“Babam akşam eve dönerken paranı verir. Haydi güle güle!”
Küfeyi boşaltırken yardım etmek istedim; kabul etmedi: “Olmaz!” dedi,
“Sana göre değil. Ellerine odun kıymığı batar.”
Odunları köşeye istif ettikten sonra yere dökülen kabukları ve dalları süpürmeye başladı. Bir yandan da benimle sohbet ediyordu:
“Bugün doğru dürüst zaman bulup ders çalışamadım. Tam ödevimi yazmaya başlamıştım ki; biri odun almaya geldi. O gittikten sonra, odun arabası geldi. Bu sabah iki eve odun götürdüm. Ellerim şişti. iyi ki bu ellerle resim yapmak zorunda kalmıyorum.”
Onu dinledikçe hayranlığım artıyordu. Merakla sordum:
“Ödevini yazarken biri geldi demiştin. Peki nerede yazıyorsun?” Güldü.
“Burada değil herhalde.” dedi. “Gel sana göstereyim çalıştığım yeri.”
Deponun arka tarafında bir odaya girdik.
“Burası hem mutfağımız, hem de yemek odamız.” dedi Coretti.
Yemek masasının üzerinde kitaplar ve defterler vardı. Bir defter açık duruyordu.
“ikinci sorunun cevabı yarım kalmıştı.” dedi Coretti. “Evet, deri ile yapılan şeyler: Ayakkabı, kemer, tabanca ve bıçak kılıfı… Bunlara bir de çanta ekledim mi tamamdır.”
Tam o sırada dışarıdan bir kadın sesi duyuldu:
“İçeride kimse yok mu?”
Çıra almak için gelmişti kadın.
“Geliyorum efendim!” diyerek dışarı koştu bizimki. Çıraları tartıp kadına verdi. Parasını aldı. Satış defterine işledi. Odadan içeri girerken Coretti bağırdı:
“Eyvah, çaydanlık taşmış!”
Ocağı kapatırken, “annemin çayı” dedi. “Soğumadan götüreyim. Sen de gel, annemle tanışırsın.”
Deponun bitişiğindeki bir kapıdan yukarı çıktık. Küçük bir odaya girdik. Coretti’nin annesi, başında beyaz bir tülbent, kocaman bir yatakta yatıyordu.
“Çayını getirdim anneciğim.” dedi Coretti. “Bu da okuldan arkadaşım.”
“Çok memnun oldum yavrucuğum.” dedi kadın yerinden doğrulmaya çalışırken. “Hasta ziyaretine gelmen büyük incelik.”
Coretti, annesinin yastığını ve çarşafını düzeltti.
“Haplarından iki tane içtin mi anneciğim?”
“İçtim yavrucuğum.”
“Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Araba geldi; odunları indirip yerine yerleştirdim. İşim bitince eczaneye uğrayıp yeni ilaçlarını alacağım. Saat dörtte ocağa etli çorba koyacağım. Yağcı kadın gelinece, sekiz soldilik yağ alacağım. Gördüğün gibi, herşey yolunda. Sen rahatına bak, üzülme tamam mı?”
“Teşekkür ederim oğlum. Bütün işler sana kaldığı için üzülüyorum. Kendimi iyi hissediyorum; birkaç güne kalmaz ayağa kalkarım inşallah.”
Kadın bana bir şeker ikram etti. Coretti de babasının savaş madalyası ile çektirdiği askerlik resmini gösterdi. Babasının yüzü tıpkı oğluna benziyordu. Aynı parlak gözler, aynı mutlu gülümseme. Mutfağa döndüğümüz zaman Coretti tekrar masanın başına oturdu.“Hatırladım, dedi. Deriden, atlara eğer ve dizgin de yapılır.” Açık duran defterine bunları da ilave etti. “Gerisini akşam tamamlarım.” deyip defteri kapattı.
Bana döndü:
“Dersini erkenden yapıp gezmeye çıkabildiğin için çok şanslısın.” dedi.
Tekrar dışarı çıktık. Coretti deponun ortasında duran odunları testere ile ikiye bölmeye başladı.
“Bu da benim jimnastiğim,” dedi. “Kollar yana, kollar aşağıya pek benzemiyor; ama yine de jimnastik sayılır. Babam geldiği zaman ona işin bittiğini göstermek istiyorum. Buna çok sevinecek.”
Odun kesme işi bitmek üzereyken bir araba gelip deponun önünde durdu. Coretti koşup arabacıyla birşeyler konuştu. Sonra bana döndü:
“Artık seninle sohbet edemeyeceğim, kusura bakma.” dedi. “Yarına kadar hoşçakal. Git pazarda dilediğin gibi dolaş, şanslı çocuk!..”
Coretti arabaya doğru koştu. Arabacının doldurup hazır ettiği odun küfesini sırtına yükledi. Araba ile depo arasında gidip gelmeye başladı. ‘Şanslı çocuk’ demişti bana Coretti. Hayır arkadaşım, hayır! Şanslı olan sensin. Okulda ve işinde benden daha fazla çalıştığın, annene ve babana benden daha çok faydalı olduğun için sen daha şanslı ve soylusun!..
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir hikayedir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destel olacakbir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, ders, ödev, öğretmen,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 14. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 13. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>10 Kasım, Perşembe
Çocuk Hikayeleri; Kardeşinin öğretmeni bayan Delcati’nin yanında annene karşı saygısızlık ettiğin için sana çok kırıldım oğlum. Söylediğin sorumsuzca sözler, yüreğime bıçak gibi saptandı.
Annene yaptığın saygısızlığı görünce, birkaç yıl önce hastalandığın günleri hatırladım. Sen küçüktün, belki hatırlamazsın ama ben iyi hatırlıyorum. Annen seni kaybetme korkusuyla deliye dönmüştü. Başında geçirdiği uykusuz geceleri, “Al lah’ım, çocuğumu bana bağışla!” diye ettiği duaları hatırladım. Nefesini dinlerken, ateşini ölçerken döktüğü gözyaşlarını hatırladım. Bunları hatırlayınca senden utandım.
Seni bir anlık acıdan kurtarmak için canını feda etmeye hazır anneni, mutluluğun için dilencilik etmeyi bile göze alacak olan anneni üzdün, onu küçük düşürdün. Hayatın boyunca, her insan gibi, belki sen de acı günler geçireceksin. Bunların en acısı, anneni kaybettiğin gün olacak.
Şunu hiç unutma: ileride tecrübeli ve güçlü bir erkek olduğun zaman bile annenin şefkatli kollarına ihtiyaç duyacak, güzel sesini duymak isteyeceksin. Ne kadar büyük ve güçlü olursan ol, hayatta bazen kendini korumasız ve zavallı bir çocuk gibi hissedeceksin. İşte o zaman, ona çektirdiğin acıları hatırlayacak ve “keşke yapmasaydım” diye pişmanlık duyacaksın.
Annenin kalbini kırdığın zaman, huzur bulacağını zannetme. Vicdanın bir an olsun seni rahat bırakmayacaktır. Annenin o üzgün yüzü gözlerinin önünden gitmeyecek; acı çekeceksin.
Sevgilerin en kutsalı anne sevgisidir. Herkesin hakkı ödenebilir ama annenin hakkı asla ödenmez. Anneye nankörlük eden ve o kutsal sevgiyi ayaklar altına alan zavallılara yazıklar olsun ! Annesine karşı saygı duyan bir insan, serseri de olsa, kalbinde hala şerefli bir köşe kalmış demektir.
Bir daha, sana hayatını feda etmiş olan insana karşı, ağzından kötü bir söz çıkmasın! Eğer anneni üzmeye devam edersen, benim sevgimi de kaybedersin.
Misafir öğretmenin yanında annene o yakışıksız sözleri söylediğin halde, seni azarlayıp küçük düşürmedim. Halbuki isteseydim, kulağından tuttuğum gibi seni annenin ayakları önüne atar, ondan özür dilemek zorunda bırakabilirdim.
Oğlum, seni sevdiğimi bilirsin. Hayatımın en değerli ümidisin. Lütfen ümidimi boşa çıkarma. O yakışıksız sözleri, anneni üzmek maksadıyla söylediğine inanmıyorum. Annene karşı saygısızlık ettiğini görmektense, ölmeyi tercih ederim, bunu bil! Şimdi kırılan kalbi onarmak ve yeniden kazanmak da sana düşüyor. Ondan özür dile ve seni alnından öpmesini iste ki, bu leke silinsin..
Bir süre benden uzak dur, beni kucaklama. Çünkü şu anda kalbimde sana verebilecek sıcak duygular yok. Annenin kalbini kırdınsa, beni de üzdün demektir … Baban
HİKAYENİN BÜTÜN BÖLÜMLERİ
hikaye okuma sitemizin çocuk hikayeleri bölümümde okuyacağınız bu hikaye çocuklar için çok faydalı bir hikayedir, eğitici bir hikayedir, çocuklarımızın başarılı olmalarına destel olacakbir hikayedir. Bu hikaye düşündürürken eğiten bir hikayedir. Bu hikaye bölümler şeklide bir hikayedir. Hikayenin her bölümünü sırası ile okumak çok faydalı olacaktır. Hikayeyi daha iyi anlamak için mutlaka hikayeyi sırası ile okuyunuz. Çok faydasını göreceğiniz bir hikayedir. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okuyabirlirsiniz. Bu hikayeyi güvenle çocuklarınıza okutabilirsiniz. Bu hikaye kesinlikle çocuk eğitiminde destek olacak bir hikayedir.
hikaye, hikaye oku, öykü, masal, eğitici hikayeler, ders veren hikayeler, çocuk hikayeleri, düşündüren hikayeler, çocuklar için hikayeler, ahlaklı hikayeler, masallar, çocuklar için masallar, çocuk kitapları, okul, öğretmen, kızkardeş, öğretmen,
The post Çocuk Hikayeleri; Çocuk Kalbi 13. Bölüm appeared first on Hikaye Oku.
]]>