Köşk Sahibi Hurnak’ın Tövbesi


Köşk Sahibi Hurnak’ın Tövbesi

Şöhreti her yere yayılmış ve ülkesi oldukça güzel bir melik varmış. Bu melik bir gün Havernak ve Sedir diye bilinen bölgelere doğru sefere çıkmış. Yolda çok güzel bir köşk gören melik çevresindekilere demiş ki;

– Bu muhteşem köşk kime aittir? Benden başkası, böylesi ihtişamlı bir saraya nasıl sahip olabilmiş?

O esnada onun yanında hikmet ehli bilge bir adam bulunuyormuş. Bilindiği gibi, yeryüzü, Allah adına konuşabilecek bilgili ve hikmetli kimselerden boş kalmaz.  Demiş ki;

– Ey Melik, sen bir soru yönelttin, cevaplandırmak için bana müsaade var mıdır?

Melik;

– Evet, demiş.

Bilge adam demiş ki;

– İçinde bulunduğun şeye öteden beri mi sahiptin yoksa sana yenisi intikal etmiş bir miras mıdır? Aslında bu senin elinde de kalmayacak. Başkasına devredeceksin.

Melik;

– Evet, dediğin doğrudur, demiş.

Bilge devam etmiş:

– Senin sahip olduğun şeyler öyle abartılacak tarzda şeyler değildir.  Üstelik çok az bir süre içinde yaşayıp çekip gideceksin. Ve bunlar yarın hesabını veremeyeceğin bir vebal olarak karşına çıkacaktır.

Melik bilgenin bu sözlerinden çok etkilenip:

– Eyvah! Bu durumdan kaçış ve kurtuluş var mıdır? Diye sormuş.

Bilge adam kendisine şu tavsiyelerde bulunmuş:

– Senin için iki alternatif görüyorum: Ya melikliğin başında kalıp, Allah'(c.c.) itaat edip hoş ve nahoş şeyleri lâyık-ı veçhiyle karşılayıp onlardan en iyi şekilde kurtulmanın yollarını arayacaksın ya da mülkünden, taç veya giysilerinden vazgeçip eski giysilere bürünerek şu ilerdeki  dağda ecelin gelene kadar Rabbin için ibadet edeceksin.

Melik bilge adama:

– Bu gece düşüneyim sabah inşallah kararımı bildiririm, demiş.

Sabah olunca melik bilgenin kapısını çalıp:

– Ben bu dağı ve tenha çölleri seçtim. Normal giysileri giyip tacı terk ettim. Şayet bana refakat edeceksen buyurun hemen çıkalım, diyerek verdiği kararı açıklamış.

Daha sonra her ikisi beraberce sahip oldukları şeyleri terk edip yola koyulmuşlar ve ecelleri gelene kadar dağda yaşamışlar.

Ebu Muhammed Abdullah el-Hanbelî – Tevbe Hikayeleri

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir