Anadolu Efsaneleri: “Menekşe Kalesindeki Heykeller”


Anadolu Efsaneleri: “Menekşe Kalesindeki Heykeller”

Mersin ilimize 40 km. uzaklıktaki Menekşe Kalesi adı verilen tarihî kalıntılar vardır. Bu kalenin çevresindeki pek çok şey gibi, hemen girişte duran biri erkek diğeri kız suretindeki heykele de çevre halkı uygun hikayeler atfederler. Bunlardan birisi şöyledir:

Civar köylerde oturan bir genç kız ile delikanlı birbirlerine gönül verirler. Yaşları da henüz yirminin altında… Ama aileleri bu iki genci birbirine vermeye pek razı değildir. Kızın babası vermek istemez, oğlanın babası almak istemez. Sevginin temiz ateşiyle yanıp tutuşan gönüllere kavuşma ümidini verecek bir su lâzımdır artık. Onun da bir tek yolu vardır: Kaçmak, birlikte kaçıp uzaklara gitmek.

Sessizliğin ortalığı kapladığı bir gecede kız, daha önceden hazırladığı bohçasını kolunun altına aldığı gibi delikanlının kendisini beklediği yere rüzgâr gibi, uçar gibi gider. Binerler atlarına ve kaybolup giderler gecenin karanlığı arasında.

Neden sonra kızın babasının haberi olur. Hemen adamlarını yanına alıp birkaç koldan kaçakları takibe başlar. Sonu belli olmayan bîr kovalamacadır bu. Önce gidenler atlarının yorulması üzerine Yollarına yaya devam ederler. Arkadan gelenlerden bir kol Menekşe Kalesi’nin girişinde kıstırır. Artık kurtuluş ümidi kalmamıştır. Üzerlerine pek çok silah çevrilmiştir. Kız, kurtuluşu Allah’a sığınmakta bulur ve başlar dua etmeye:

«Allah’ım, ya bizi bu zalimlerin elinden kurtarıp birbirimize bağışla, veya ikimizi de şuracıkta donar taş eyle.»

Kızın duası kabul olur, sevdiği delikanlı ile birlikte Menekşe Kalesi’nin girişinde taş olup kalırlar.

Bugün Menekeşe Kalesini ziyaret edenler, her halde bu iki heykelin böyle bir güzel hikayenin kahramanları olduklarını düşünmezler bile.

Dr. Saim SAKAOĞLU

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir