Keloğlan ile Sihirli Balık Masalı


Keloğlan ile Sihirli Balık Masalı

Keloğlan Masalları Oku; Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bundan yıllar yıllar önce, zamanın birinde bir Keloğlan ve yoksul anacığı varmış. Yoksul anacığı kel oğlunu, “A benim kel oğlum keleş oğlum” diye severmiş.

Bir gün Keloğlan odun kesmek için ormanın yolunu tutmuş. Yolda giderken “imdaat, beni kurtarın!” diye bir ses duymuş. Sağına bakmış soluna bakmış kimseyi görememiş. Aynı sesi tekrar duymuş. Bakınırken bir de ne görsün! Toprağın üstünde bir balık “imdaat beni kurtarın!” diye bağırıyor. Meğerse balığı sudan çıkarmışlar, orada bırakmışlar. Kendini suya atacak birisi duysun diye bağırıyormuş, Keloğlan da hemen koşarak gitmiş ve balığı suya atmış.

Bu durum karşısında balık:

– Keloğlan benim hayatımı kurtardın. Sana minnet borçluyum. Sana hediye vermek istiyorum. Dağdan dönüşte bana uğra sana bir şey söyleyeceğim, demiş. Keloğlan dağdan dönüşte suyun yanına gelmiş. Balık suyun kenarındaymış. Balığa:

– Dönüşte bana uğra demiştin. Geldim, söyle ne diyeceksin?

– Şu dağı görüyor musun?

– Evet görüyorum?

– O dağın arkasında bir torba var. Falan yerde, git onu al, ihtiyacın olunca: Açıl susam açıl! dersin açılır. İhtiyacını karşılarsın. İhtiyacını karşılayınca: Kapan susam kapan! dersin kapanır. Fakat bu sırrı kimseye söyleme ki çaldırırsın, demiş. Keloğlan dağın arkasındaki torbayı alıp evine gitmiş. Eve gelince anacığına:

– Ana, ana! Bana bir balık bunu verdi, demiş. Anası:

– Keloğlum, keleşoğlum! bir balıktan ne beklenir. Nedir onun içindeki diye merak etmiş.

Keloğlan :

– Açıl susam açıl dersin açılır. Her istediğini verir. Kapan susam kapan deyince kapanır demiş. Keloğlan anasının yanında bunları söyleyince kocaman bir sofra açılmış. Görmediklerini ve yemediklerini yemişler. Karınlarını iyice doyurmuşlar.

Keloğlan anasına:

– Ana ben bunu komşulara da göstereceğim, demiş.

Anası:

– Keloğlum, bundan kimsenin haberi olmasın. Sır saklamasını bilmelisin. Yoksa çalarlar demiş. Keloğlan anasını dinlemeyip, gidip komşuları çağırmış, olanları bir bir anlatmış. Torbayı gösterip açıl susam açıl deyince her istedikleri gelmiş ortaya. Komşularla birlikte yemiş içmişler. Kötü komşulardan birisi Keloğlan’ı çok kıskanmış ve torbanın aynısını yapmış ve Keloğlanın sihirli torbası ile yer değiştirmiş. Ertesi gün Keloğlan karnı acıkınca torbaya:

– Açıl susam açıl! demiş, demiş ama torba açılmamış. İki kere daha demiş torba yine açılmamış. Keloğlan tekrar ormanın yolunu tutup suyun kenarına gelmiş. Balığa şöyle demiş:

– Balık, balık! Senin verdiğin torba birinci gün çalıştı. İkinci gün pıss….

Keloğlan sana bir torba daha var, aynı yerde git onu al. Ama kimseye gösterme, sırrını söyleme demiş. Keloğlan gidip aynı yerden ikinci torbayı da alıp eve getirmiş. Anasına:

– Ana ana! Balık bana bir torba daha verdi, demiş. Keloğlan ikinci torbayı da açar bakar ki bir de ne görsün? Sihirli bir değirmen. Çevirdikçe para çıkarıyor. Anası:

– Keloğlum, bunu bari kimseye gösterme, çalarlar yine parasız kalırız demiş. Keloğlan balığın da anasının da sözünü dinlemeyip yine komşuları çağırmış. Onlara sihirli değirmenin hünerlerini göstermiş. Kötü komşu kötü bir değirmen yaparak, sihirli değirmeni ile yer değiştirmiş. Ertesi gün Keloğlan değirmeni çevirmiş çevirmiş para çıkmamış. Yine ormanın yolunu tutmuş. Balığa:

– Balık, balık ! Senin verdiğin değirmen birinci gün iyiydi, ikinci gün pıs…. Balık bu sefer çok kızmış:

– Bak Keloğlan, bu son şansın. Yine aynı yerde bir torba daha var. Git onu al. Dediklerimi yap demiş. Keloğlan eve gelip anasına:

– Ana ana! Bak bana balık bir şans daha tanıdı demiş. Keloğlan üçüncü torbayı da açıp içine bakarlar ki bir tokmak. Bu tokmak, vur tokmadığım vur! deyince çalışır. Dur dokmağım dur deyince durur. Balık bu tokmağı hırsızları cezalandırmak için vermişti. Keloğlan tokmağı anlatmak için yine komşularına göstermiş. Vur tokmağım vur deyince, tokmak kötü komşunun başına vurmaya başlamış. Onu eşek sudan gelinceye kadar dövmüş.

Keloğlan:

– Demek bütün sihirli torbalarımı sen çaldın? ha! Demiş.

Kötü komşu:

– Hayır ben çalmadım, dedikçe tokmak vurmuş.

Sonra; “Evet ben çaldım, toprağın altına gömdüm.”

Gidip bakarlar ki sofra çürümüş, değirmen paslanmış. Bu sırada tokmak Keloğlan’ın başına da vurmaya başlamış. Keloğlan acısından tokmağı nasıl durduracağını unutmuş. Eşek sudan gelinceye kadar dayak yemiş.

Sır tutmamanın, anasının ve büyüklerinin sözünü dinlemememin cezasını çeker. Evet, sizde büyük sözü dinlemez ve gerekli yerde sır tutmazsanız hayatta başarılı olamazsınız.

Keloğlan Masalları

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir