Hint Hikayesi; “BİNBİR ÇİÇEK AĞACI” – “Blossoming Tree”


Hint Hikayesi; “BİNBİR ÇİÇEK AĞACI” – “Blossoming Tree”

Hikaye Oku: Bir zamanlar Hindastan’ın Benares şehrinde yaşayan Patan Poli isminde tanınmış bir tüccar vardı. Çoğunlukla atla gezerdi. Şehrin en büyük kervanları onun için çalışırdı.

Bazı kervanlar batıya Arap Yarımadasına gider oradan çeşitli baharatlar getirirdi.

Doğuya ve kuzeye giden kervanlar ise Hindi Kuş Dağlarından geçer, Çin’e doğru yol alırdı. Oradan ipek ve porselenler getirirlerdi.

Bir gün Patan Pali nehir kıyısındaki parkta gezinirken şehrin ileri gelen tüccarları ile karşılaştı. Tüccarların Patan Pali’ye yöneltecekleri sorular vardı. Merak ettikleri en önemli konu Patan Pali Çin’e göndereceği zaman mallarının bulunduğu, büyük depoların yönetimini kime bırakacağını çok merak ediyorlardı.

Patan Pali’in en güvendiği adam (Gusera) adındaki çobandı. Tüccarların sorusu üzerine Patan Pali mallarını en güvendiği arkadaşı Gusera’ya emanet edeceğini söyledi.

Tüccarlar onun sadece bir çoban olduğunu ve fakir bir insan olduğu için de ona güvenmenin doğru olmadığını söylüyorlardı.

Aralarında bir süre tartıştıktan sonra içlerinden biri Budha adında bir bilge bulunduğunu ve her kim ona gidip danışıyorsa memnun ayrıldığını ifade ediyorlardı.

Sora sora Budha’nın öğretilerini yaydığı tapınağa ulaştılar.

Budha onları yüzünde tatlı bir gülümseme ile karşıladı. Bir sorunları olduğunu söylediklerinde anlatılanları büyük bir dikkatle dinledi ve onlara Kral Bennadatte’nin ülkesinde vaktiyle yaşanmış olan bir olay anlattı.

“- Kralın bir zamanlar dillere destan bir sarayı varmış. Sarayın etrafında yüzlerce yıldan beri özenle bakılmış eşsiz güzellikte ağaçları olan bir bahçe varmış. Bu bahçenin en güzel yerinde, sarayın çok yakınında harika bir ağaç varmış.

Bu ağacın dallarının gökyüzüne ulaştığını söyleyenler bile varmış. Bu ağaca “Bin Bir Çiçek” ağacı derlermiş. Kral bu ağacı çok severmiş. Bir çok günler vaktini bu ağacın altında geçirmekten büyük mutluluk duyarmış.

Bir gün kral bu ağacın altında dinlenirken kraliçe elinde çay kasesi ile yanına gelmiş. Çay kasesinin içine tavandan bir parça alçı düşmüş. Kraliçe bunu krala göstermeye gelmiş.

Kral hemen saray mimarını ve ilgili görevlileri çağırmış ve tavanın onarılmasını istemiş. Mimarlar, mühendisler ve dülgerler konuyu incelediklerinde şöyle bir karara varmışlar;

“- Sarayın tavanının çökmesini önlemek için taht odasına güçlü bir orta direk yapılması gerekiyormuş. Bu iş için araştırma yapılınca taht odasının tavanına sağlam bir orta direk konulması gerektiği anlaşılmış.

Bin bir çiçek ağacı kesilirse güçlü bir direk elde edilebilirmiş. Kral ağacın kesilmesini istemiyormuş. Ancak başka uygun bir ağaç da bulunamıyormuş.

Haber etrafta duyulduğunda bahçedeki ağaçlar ve kuşlar buna çok üzülmüşler. Hepsi bu çok sevdikleri ağacın kesilecek olmasına çok üzülmüşler.

Bu ağacın bir ruhu varmış. Ara sıra dile gelir konuşurmuş. Ağacın ruhu derdini diğer ağaçlara ve kuşlara anlatmış. Bu ağacın kocaman gövdesini bir halı gibi saran Kuşa Otu denilen bir tür yosuna benzeyen bir çayır varmış. Bu çayır bin bir çiçek ağacı ile yıllarca iç içe yaşamış. O ağacın halini hatırını en iyi o bilirmiş.

Ağacın ruhuna bir hüzün düştüğünde o ağacın acısını en iyi onu bir halı gibi kaplayan o yosun hissedermiş..

Ağacın kesilmesine karar verildiğinde Kuşa Çayırı sevgili ağacını korumak için bir şeyler yapmaya karar vermiş.

“ Üstünde gezinen bukalemunlar kendilerini korumak için şekil ve renk değiştirirlermiş.”

Kuşa otu da sevgili ağacını korumak için onu çürümüş gibi göstermeye karar vermiş.

Sabah sabah ağacı kesmeye gelen oduncular ve dülgerler ağacı yokladıklarında onun çürümüş olduğunu görmüşler.

Böyle olunca onu kesmek işe yaramayacakmış. Durumu krala haber vermişler. Kral ağacın kesilmesinden vazgeçilmesini emretmiş.

Yeniden bur durum değerlendirilmesi yapılmış. Daha küçük çapta üç ağaç bulunarak, onların madeni kelepçelerle birbirine bağlanması sonucu soruna çözüm bulunmuş.

Bu hikayedeki mutlu sonu ulaşılmasındaki en önemli unsur Kuşa Otu gibi basit bir yosunun, o muhteşem ağacı koruma gayretinde bulunmasıdır.”

Hikayenin sonunda Budha, onlara bir insana güven duymamız gerektiğinde en önemli ölçünün o insanın dürüstlüğü olduğunu anlatmaya çalışmıştı.

Büyük ve güçlü bir tüccar olan Patan Pali ancak onu seven dürüst arkadaşı sayesinde işlerini yürütüyor ve topluma değerli bir hizmet sunuyordu.

Sonuç olarak büyük bilge olan Budha’nın anlattığı bu ibret verici öykü; Toplumda güven ortamını yaratmış ve halkının mutluluğu için neler yapılması gerektiğini çok güzel bir şekilde anlatmıştı.

Hint Masalları

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir