Anadolu Efsaneleri: “Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı”


Anadolu Efsaneleri: “Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı”

Derler kî, dünyada dümdüz bir ovadan yükselerek boyunu gösteren dağların en yükseği Ağrı’dır. Hatta ilâve ederler, Everest tepesi bir çok dağların en yüksek tepesidir. İşte, dümdüz bir ovada yükselen dağların en yücesi ile küçüğünün hikayesi:

Vaktiyle Sürmeli Çukuru’nda iki kız kardeş varmış. Bunlar birlikte dolaşır, evlerinin odun ihtiyacını karşılarlarmış. Yine bir gün evlerine götürmek Üzere ormanda odun hazırlarlar, odunları bağlarlar. Sıra sırtlarına yüklemeye gelince büyüğü:

«Bacım, kurbanın olayım, gel şu yükü benim sırtıma yükleyiver.»

Bacısı odunları ablasının sırtına yüklemediği gîbi acı bir cevap vermekten de geri kalmaz:

«Ben senin hizmetçin değilim ki kaldırayım. Kocaya gitmekte benden çabuk davranırsın da bir çöpü mü sırtına yükleyemiyorsun.»

Derken iki kardeş kavga etmeye başlarlar. Sonunda döğüşmekten yorgun düşerler. Fakat dilleri hâlâ işlemektedir, birbirlerine beddua etmece başlarlar:

«Allah seni öyle bir dağ etsin ki yaz kış üstünden kar eksik olmasın.»

«Sen de öyle bir dağ olasın ki başından yılan çıyan ekstk olmasın.»

Her ikisinin de duaları kabul olur. Bugün biri Büyük Ağrı, diğeri de Küçük Ağrı olarak göğe başçekmektedirler. Ayrıca büyüğünün tepsi daima karlı, küçüğü de yılanlı, akreplidir.

Dr. Saim Sakaoğlu

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir